Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’ndeki araştırmacılar,
yaptıkları yeni bir araştırmayla uzun yaşamın sırlarını keşfettiler.
Araştırmada, Yeni Zelanda’da 100 yaş ve üzeri olan insanlar arasında yaygın
olan sigara içmeme ve sosyalleşmenin uzun yaşamın sırları arasında olduğu
gözler önüne serildi.
Otago
Üniversitesi’nde Doçent ve Yaşlı insanlar Danışman Psikiyatristi olan Yoram
Barak, sonuçların insanların yaşlanma sürecini kontrol altına alabileceğini gösterdiğini
söyledi. Barak, şöyle konuştu: “Sigara içmemeyi seçmek ve sosyal iletişimde
kalmak bir kişinin başarılı bir yaşlanma süreci için yapabileceği en iyi şeydir.”
Barak’ın
ekibinde olan çalışma arkadaşları Psikolojik Tıp Departmanı’ndan Profesör Paul
Glue, Genel Tıp ve Kırsal Sağlık Departmanı’ndan Dr. Sharon Leitch, Dr.
Barak’la birlikte çok yaşlı olup sağlıklı olmayla ilişkili faktörleri
incelediler. Barak sözlerine şöyle devam etti: “Bu araştırmanın sonuçlarına
dayanarak insanlara tavsiyelerde bulunup, onların sağlıklı bir şekilde
yaşlanmalarına yardımcı olabiliriz.”
Araştırmacılar;
diyabet, depresyon, bunama ve hipertansiyon gibi kronik rahatsızlığı olmayan
292 tane 100 yaş ve üzeri insanda incelemeler yaptılar. 60 yaş ve üzeri 103.377
insanda da araştırmalar yapıldı. Tüm bu insanlar kendi evlerinde yaşayan
insanlardı; huzurevinde yaşayan insanlar değillerdi.
Sonuçlar,
katılımcıların kendi yaş grubunda sosyal aktivitelere katılan insanlar olduğunu
da kanıtladı.
Araştırmada,
yaş arttıkça depresyon ve diyabet oranlarının azaldığının ve bunama oranının da
80 yaştan sonra azaldığı görüldü. 60 ila 100 yaş arasında ise hipertansiyon
oranları yüzde 30 civarı arttı.
Egzersiz
yapmanın sağlığa iyi geldiği ve yaşam süresini arttırdığına ilişkin kanıtlar
var. Bu çalışmada, pek çok katılımcı yaptıkları fiziksel aktivitede de
birbirine benzer profile sahipti. Araştırmada, fiziksel aktivitelerin süresi
veya yoğunluğunun yaşlanma üzerindeki etkileriyle ilgili yeterli bilgi
sağlanmadı fakat katılımcılar arasında en çok fiziksel aktiviteye sahip olan
grup en düşük bunama riskine sahipti.
2011
yılı itibariyle Yeni Zelanda’da 400 ila 500, 100 yaş ve üzeri yaşayan kişi var.
Bunlardan 40 kişiden azı 105 yaşına kadar yaşayacak. Araştırmada, röportaj
yapılan kişilerin ortalama yaşı 101’di.
100
yaş ve üzeri insanların yüzde 75’i kadınlardı ve her yaş grubundaki kadınlar
yukarıda belirtilen kronik hastalıklara sahip değillerdi.
Doçent
Barak sözlerini şöyle tamamladı: "Kadınlar daha uzun umulan yaşam süresine
sahipler, dolayısıyla da 100 yaş ve üzeri yaşayan insanlar üzerindeki
araştırmalarda onlardan daha çok vardı. Fakat kadınların bu avantajını
söyledikten sonra şunu da belirtmeliyim ki; 100 yaşına erişmiş olan erkeklerde
de kronik hastalıklara rastlamadık.”
Bu
çalışma, Yeni Zelanda’daki 100 yaş ve üzeri insanların diğer ülkelerde 100 yaş
ve üzeri yaşadığı bildirilen insanlardan daha az kronik hastalığa sahip
olduğunu da ispatlamış oldu.
Profesör
Barak, 100 yaş ve üzeri olan insanlardaki mükemmel sağlık ve uzun yaşamanın
biyopsikososyal modelinin henüz belirsiz olduğunu açıkladı. Genetik faktörler,
coğrafik konumlar ve yaşam stili özellikleri ise sağlıklı uzun yaşamanın
sırlarını ifşa etmek için bu araştırmada kullanıldı.
Çeviren: Esin Tezer
https://www.sciencedaily.com/releases/2020/06/200618094625.htm’den
alıntı yapılarak çevrilmiştir.