İnsan
beynini, bize en yakın olan primat maymun da dâhil, diğer bütün hayvanların
beyninden farklı kılan nedir? Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yale
Üniversitesi’nde araştırmacılar, insan türüne ait olan özellikleri dört primat
maymun türünün Prefrontal Korteksleri’ndeki hücre türlerinin analizini yaparak
belirlediler. Araştırmanın raporu Science dergisinin 25 Ağustos 2022 tarihli
sayısında yayınlandı. Araştırmacılar bizi “İnsan” yapan şeyin, nöropsikiyatrik
hastalıklara karşı duyarlı hale getirdiğini de keşfettiler.
Ekip araştırma için bilhassa primatlara özgü olan ve üst
seviye kavramadan sorumlu beyin bölgesi Dorsolateral Prefrontal Korteks’i
incelediler. Bilim insanları; Tek-hücreli
RNA-dizilim Tekniği’ni kullanarak yetişkin insanlardan, şempanzelerden,
makak ve marmoset maymunlarından topladıkları yüzlerce hatta binlerce genin
ifadesinin profilini çıkardılar.
Yale Üniversitesi’ndeki Harvey ve Kate Cushing Nörobilim
bölümü Genetik ve Psikiyatri Karşılaştırmalı Tıp Profesörü olan Nenad Sestan,
şunları söyledi: "Bugün beynin Dorsolateral
Prefrontal Korteks bölümünü insan kimliğinin adeta temel bir bileşeni
olarak görüyoruz fakat bu bölgenin neden insan beynini eşsiz hâle getirdiğini
ve diğer primat türlerinden ayırdığını anlayabilmiş değiliz. Fakat şimdi
bununla ilgili daha fazla ipucuna sahibiz.”
Bunu yanıtlamak için araştırmacılar, önce insanlarda veya
diğer analiz edilen insan olmayan primat türlerinde benzersiz bir şekilde
bulunan herhangi bir hücre tipi olup olmadığını araştırdılar. Benzer gen
ifadesi profillerine sahip hücreleri grupladıktan sonra, 109 ortak primat hücre
tipini ve ayrıca tüm türler için ortak olmayan beş hücre tipini ortaya
çıkardılar. Bunlar, yalnızca insanlarda bulunan bir tür mikrogliya veya beyne özgü bağışıklık hücresi ve yalnızca insanlar
ve şempanzeler tarafından paylaşılan ikinci bir türü içeriyordu.
İnsana özgü mikrogliya tipi; gelişim ve yetişkinlik boyunca
var oluyor, araştırmacılar, hücrelerin hastalıklarla savaşmaktan ziyade beyin
bakımının korunmasında rol oynadığını öne sürüyorlar.
Sestan, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz insanoğlu
diğer primat türlerine nazaran kendimize özgü bir yaşam stiliyle çok farklı bir
çevrede yaşıyoruz. Gliya hücrelerimiz, mikrogliya da dâhil, bu farklılıklara
karşı çok duyarlılar. İnsan beyninde bulunan mikrogliya türü, bağışıklık
sisteminin çevreye verdiği tepkiyi temsil ediyor olabilir.”
Ayrıca mikrogliya’daki gen ifadesinin bir analizi, insana
özgü başka bir sürprizi ortaya çıkardı: FOXP2
Geni’nin varlığını! Bu keşif büyük ilgi uyandırdı çünkü FOXP2’nin
varyantları, hastaların dil veya konuşma üretmekte zorlandıkları bir durum olan
sözel dispraksi ile bağlantılıydı! Diğer araştırmalar da FOXP2 geninin otizm,
şizofreni ve epilepsi gibi nöropsikiyatrik hastalıklarla bağlantılı olduğunu
ispatladı.
Sestan ve meslektaşları bu genin primat türüne özgü gen
ifadesini uyarıcı nöronların altkümesinde sergilediğini ve insan türüne özgü
gen ifadesini de mikrogliya’da sergilediğini keşfettiler.
Çeviren:
Esin Tezer
https://www.sciencedaily.com/releases/2022/08/220825164033.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.