"İyimser kişi
gülü görür, dikenlerini görmez; kötümser kişi ise gülden bihaber onun
dikenlerine bakar durur!”
Şair Halil Cibran
İyimser kimseler; kötümser kimselerden daha fazla sağlık,
başarı ve mutluluğun, daha uzun bir yaşamın keyfini çıkarırlar. O halde,
psikologların yaşamımızdaki bakış açısına olan ilgilerinin artması bir sürpriz
değildir! Çözülemeyen konu ise, iyimserlik ve kötümserliğin aynı görüntünün
devamı olup olmadığı ya da ayrı olup olmadığıdır. Eğer özellikler ayrıysa, o
zaman bazı insanlar prensip olarak son
derece iyimser ve kötümser olabilirler. Şair Cibran'ın benzetimiyle söylemek
gerekirse, onlar hem gülün hem de onun dikenlerinin farkında olurlar!
Edinburgh Üniversitesi'nden Timothy Bates, bu soruya yanıt bulmak için davranışsal genetikten yararlandı. Tek yumurta ikizi olan ve olmayan yüzlerce ikizden derlenen veriyi inceledi. Bu ikizler Amerikan anketinden olan katılımcılardı ve yaş ortalamaları 54'dü. İkizler, iyimserliklerini ve kötümserliklerini ortaya çıkarmak için kararlarını "Belirsiz olan zamanlarda, genelde olacak olanın en iyisini beklerim" ve "Bana iyi şeylerin olduğuna nadiren güvenirim" gibi çeşitli ifadelerle sınıflandırdılar. En önemli beş karakter özelliği ölçümünü de tamamladılar: Dışa dönüklük, duygusal dengesizlik ve benzerini.
İkiz insanlar üzerinde çalışılmasının altında yatan mantık; eğer iyimserlik ve kötümserlik yüksek seviyede kalıtımsal ise (genetik faktörlerle kalıtsal olmadan etkilendiyse), bu özelliklerin yaklaşık tüm genlerinin yarısını paylaşan tek yumurta ikizi olmayan ikizlerdense tüm genlerini birbirleriyle paylaşan tek yumurta ikizi olanlarda çok daha fazla bağlantılı olmasıydı! Ve eğer iyimserlik, kötümserlikten daha fazla kalıtımsal bulunduysa; veya bunun tam tersi, bu da iyimserlik ve kötümserlikteki farklı genetik etkilere işaret edecekti.
İkizler üzerinde yapılan çalışmalardan çıkan bir diğer anlayış da, onların paylaştıkları ve kendilerine özgü olan çevresel faktörlerin göreceli etkisinden (bunlar ikizlerin kardeşleriyle paylaştıkları yetiştirilme tarzı, annelerinin-babalarının tarzıdır) ve o arkadaş oldukları kişiler gibi özgün olan şeylerden kurtulmalarıydı.
Bates'in analizi; iyimserlik ve kötümserliğin paylaşılan genetik etkilere (hem birbirleriyle, hem de diğer kişisel özelliklerle) bağlı olduğuna, iyimserlik ve karamsarlığın tamamen ayrı özellikler olduğu fikrini de destekleyip ayrı genetik etkilere sahip oldularına işaret ediyor.
Bates, "İyimserlik ve kötümserlik iki ayrı psikolojik eğilimle sonuçlanır, en azından kısmen biyolojik olarak farklıdırlar" diyor. Bates, ayrıca bu nöro-bilim ispatının iyimserlik ve kötümserliğin altında yatan ayrı nöral sistemlere işaret ettiğini de ilave ediyor!
Yeni bulgular, yetiştirilme tarzının da iyimserlik ve
kötümserlik üzerinde "oldukça mühim" bir etkiye sahip olduğunu ileri
sürüyor (birisini iyi göstermenin
ve/veya tersinin). Bu da, iyimserliğin bir çocuğun yetiştirilme tarzında
desteklenen bir bakıma da işlenebilen bir özellik olabileceğinin şaşırtıcı
olasılığını ortaya çıkarıyor.
http://digest.bps.org.uk/2015/04/optimism-and-pessimism-are-distinct.html
Çeviren: Esin Tezer