Emekli çelik işçisi Brian Thomas ve eşi Christine, Temmuz 2008'de
karavanlarını Galler'deki küçük bir sahil köyüne sürdüler. Motorsiklet üzerinde
gürültülü akrobasiler yapan adamlardan rahatsız olan çift, yakındaki otelin
otoparkına taşındı.Thomas, daha sonra o gece rüyasında motorsikletçilerden
birinin karavana zorla girdiğini gördü. Uyurken, karısını hayali
motorsikletçiyle karıştırdı ve onu boğarak öldürdü. Bu, hikâyeyi onun nasıl
anlattığı... Ertesi yıl jüri,Thomas'ın cinayetten suçlu olup olmadığına karar
vermek durumundaydı. Thomas, cinayetten suçlu bulundu! Daha sonra jüri onun
çocukluğundan beri uyurgezerliğe yatkın olduğunu öğrendi. Uzman bir
psikiyatrist, Thomas'ın karısını boğarken ne yaptığının farkında olmadığını ve
ona saldırırken de bilinçli olmadığını açıkladı. Thomas serbest bırakıldı.
Böyle durumlar insanların özgür iradeye sahip olmasının ne demek olduğunu
göz önüne almaya zorlar. Açıkça görülüyor ki beyin; uyurgezerlik esnasında,
insanların davranışlarını yönlendirebilir. Yakın bir zamanda daha fazla sayıdaki
filozoflar ve nöro-bilim adamları, insan beyninin şu andaki anlayışına
dayanarak hepimizin hep uyurgezer bir halde olduğumuzu tartışıyorlar.
Yaşamlarımızın tasarlanmış yazarları olmak yerine; yalnızca geçmiş olaylar ve
bilinçli olmayan, zihinlerimizin perde arkasındaki entrikalarla itilip
kakılıyoruz. Tamamen uyanık olduğumuzda bile ÖZGÜR İRADE; sadece bir
İLLÜZYONDUR!
Bu görüş açısına sahip filozoflar, tüm organizmaların her davranışın bir
önceki olayların sonucu olduğu bir evrenin fiziksel kanunlarına bağlı olduğunu
tartışıyorlar. İnsanlar, organizmalardır. Dolayısıyla, insan davranışı tamamen
kontrolümüz dışı olan sebep ve sonucun karmaşık silsilesinden meydana
gelmektedir. Basitçe söylemek gerekirse, evren; özgür iradeye izin
vermemektedir! Yakın zamandaki nöro-bilim çalışmaları; bilinçli seçim
deneyiminin insan davranışını oluşturmanın altında yatan nöral süreçlerin bir
çıktısı olduğunu, onların sebebi olmadığını iddia eden bu görüşü ateşli şekilde
desteklemektedir! Beyinlerimiz; her yaptığımız şeye "yardımımız
olmadan" karar vermektedir, sadece söyleyecek bir şeyimiz varmış gibi
hissetmekteyiz!
Nörobilim, özgür irade hakkındaki şüpheci yaklaşımın hiç olmazsa bir yönünü
gözler önüne sermiştir.İnsanlar bir hareket yapmadan önce (bir fincana uzanmak
gibi), "Hazır Olma Potansiyeli" diye bilinen; hareketi düzenlemeye
yardımcı elektriksel aktivitenin belirli bir modeli beynin motor korteksinde
meydana gelir. İtalya'daki Padua Üniversitesi'nden Davide Rigoni ve çalışma
arkadaşları, kafa derisi üzerine yerleştirilen elektrotlarla; özgür iradeye
olan inançları azalan insanların bu elektriksel aktivitesinin azaldığını
göstermiştir. Bunu takip eden bir çalışmada, özgür irade inançları zayıflayan
insanlar, bilgisayarlaştırılmış irade gücü testi esnasında dürtüsel
reaksiyonları daha az engelleyebildiler. Özgür iradeye ne kadar az inanırsak;
kendimizde yalan söyleme, aldatma, hırsızlık yapma dürtüsünü engelleme gücünü o
kadar daha az bulacağımız gözükmektedir!
Çeviren:Esin
Tezer
Bu makale Scientific American Haziran 2014
sayısından alıntı yapılarak çevrilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder