JAMA Psychiatry dergisinde
26 Mayıs 2021 tarihli yayınlanan yeni genetik bir araştırmaya göre, sabahları
uyandığı saatten 1 saat önce uyanmak bile kişinin depresyon riskini %23
azaltıyor!
ABD’deki
Colorado Boulder Üniversitesi, MIT ve Harvard Üniversiteleri’nin Enstitülerindeki
araştırmacılar tarafından 840,000 kişi üzerinde yapılan çalışma; kişinin geç
bir saatte uyuma eğiliminin depresyon riskini arttırdığının güçlü kanıtını gözler
önüne seriyor. Araştırma, çok veya az bir değişimin zihinsel sağlığı da ne
kadar etkilediğini gösteren ilk çalışmalardan bir tanesi durumunda yer alıyor. Evden
çalışma ve evden okula gitme sonucunda da pandemi sonrası insanlarda daha geç
saatlerde uyuma eğilimi oluştu.
Colorado
Boulder Üniversitesi’nde Bütünleyici Fizyoloji Bölümü’nün Asistan Profesörü
olan, bu araştırmanın kıdemli yazarı Celine Vetter konuyla ilgili şunları
söyledi: ”Uyuma zamanı ve ruh hali arasında bir ilişki olduğunun epey zamandır farkındaydık.
Klinik tedavi uzmanları, insanların ruh hallerinin pozitif hale dönüşebilmesi
için ne kadar zamana ihtiyaç duyulduğunu olduğunu bize soruyorlardı. Kişinin
uyuduğu saatten 1 saat daha önce uyuması ve uyanması bile depresyon riskini
epey bir azaltıyor!”
Vetter,
2018 yılında uzun zamandır 32,000 hemşire üzerinde çalıştığı büyük
araştırmasını yayınladı. Araştırmaya göre, sabah erken kalkanlar gelecek 4 yıl
içerisinde %27 daha az depresyon riskine sahipti!
Araştırmanın
başyazarı Dr.Iyas Daghlas, veriyi DNA test etme şirketi 23 and Me’den ve
İngiltere Birleşik Krallığı Biobank’ın biyokimyasal veritabanından aldı. Amacı,
erken uyanmanın gerçekten işe yarayıp yaramadığını ve ne kadar erken kalkmanın
gerekli olduğunu keşfetmekti. Daghlas daha sonra genetik topluluğun sebep ve
sonucunu çözmek için “Mendel Rastgele Sıralaması” adı verilen metodu kullandı.
Mayıs 2021’de Harvard Tıp Okulu’ndan mezun olan Dr. Daghlas, sözlerine şöyle
devam etti: "Genetiğimiz doğuştan diğer türlerdeki epidemiyolojik araştırmaları
etkileyen önyargılara sahip fakat bu durum genetik çalışmaları etkilemiyor.”
340’dan
fazla bilinen genetik varyasyon, “saat geni” diye bilinen PER2 varyasyonu da
dahil, kişinin kronotipini etkiliyor ve Genetik bilimi uyuma zamanı
tercihimizin %12 ila 42’sini açıklıyor. Araştırmacılar 850,000 kişiden bu
varyasyonlardaki tanımlanmamış veriyi incelediler. Bu kişilerden 85,000’i
haftanın 7 günü uyku izleyici cihazını kullandı ve 250,000’i uyku tercihi
anketini tamamladı. Bu, daha detaylı bilgi vermiş oldu. Böylelikle
araştırmacılar, uyuduğumuz ve uykudan uyandığımız zaman genlerdeki
varyasyonların bizi nasıl etkilediğini incelemiş oldular.
Sonuçlar
şu fikri destekliyor: Eğer bir kişi normalde gece 1’de uyumak yerine 12’de
uyursa ve aynı uyku süresi uzunluğunda uyursa; o kişi depresyon riskini % 23
azaltıyor. Eğer kişi daha da erken, gece 11’de yatarsa o zaman da depresyon
riskini %40 azaltmış oluyor.
Bu
etkiyi ne açıklayabilir?
Bazı
araştırmalar gün içerisinde daha fazla ışığa maruz kalmanın ruh halini
etkileyen bir dizi hormonel etkilere sahip olduğunu ispatlıyor. Sabah erken
kalkan kimseler de bu etkilerden yararlanıyorlar.
Daha
erken yatılan ve kalkılan uyku düzenine geçmek isteyenlere araştırmanın kıdemli
yazarı Celine Vetter şu tavsiyeyi veriyor: ” Günleriniz aydınlık ve geceleriniz
karanlık olsun… Sabah kahvenizi verandanızda yudumlayın. İşe ya yürüyerek ya da
bisikletle gidin ve geceleri elektronik eşyalarınızı kapatın.”
Çeviren: Esin Tezer
https://www.sciencedaily.com/releases/2021/05/210528114107.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.