Bilim ve Din

Bilim ve Din

24 Haziran 2015 Çarşamba

NAMAZ TEMEL YOGA'NIN 5 HAREKETİNİ İÇERİYOR



Namaz, hem fiziksel olarak hem de ruhen bilinçli ve incelikli bir şekilde kılınmalıdır. Namazın manevi önemi hakkında pek çok tartışma vardır. Fakat fiziksel önemi çoğu zaman göz ardı edilmektedir.
Bir defasında secdedeyken dikkatim dağıldı ve düşünmeye başladım  "Hey, bu yoga hareketlerinden bir tanesi" diye! Hayatımda hiç yoga yapmadım fakat  yoganın faydalarını biliyordum ve hep yapmak istiyordum. En sevdiğim yoga hareketi "Balasana" diye adlandırılan çocuk pozisyonuydu.  O, secde pozisyonunun neredeyse aynısıydı! Yoga ve Namaz arasındaki benzerlikleri çıkarmaya başladım. Hepsi de temel yoga hareketleriydi!
Burada Namaz hareketlerinin Yoga hareketleriyle olan benzerliklerini ve onların sağlığa olan faydalarını keşfedeceksiniz:
KIYAM- NAMASTE:

Kıyam ve Namaste esnasında, her iki ayağa da eşit dağılım vardır. Bu,  sinir sistemini gevşetir ve bedeni dengeler. Beden pozitif enerjiyle yüklenir. Bu hareket  sırtı dikleştirir ve vücudun pozisyonunu geliştirir. Bu pozisyonda Kurân'dan bir ayet (Fatiha sûresi) söylenir: ‘Bizi Hakikate erdiren yola hidayet et.’ Bazıları,  bunun manasının vücudumuzdaki enerji merkezlerinin (çakraların) ayarlanması olarak yorumlamıştır. Kurân'dan daha başka ayetler de okundukça uzun sesli ā, ī, ve ū'nun ses titreşimleri kalbi, tiroiti, beyin epifizini, hipofiz bezini, böbreküstü bezlerini, ciğerleri temizleyerek ve canlandırarak uyarır.  



RUKÜ - ARDHA UTTANASANA

Rukü ve Ardha Uttanasana  bel, ön gövde, uyluklar ve baldırları esnetir. Kan üst gövdeye pompalanır. Bu hareket midenin, karnın ve böbreklerin kaslarını yumuşatır. 
SON OTURUŞ - VARJASANA

Son Oturuş hareketi ve Varjasana ciğerleri toksinlerden arındırmaya yardımcı olur ve kalın bağırsağın bağırsak hareketlerini uyarır. Bu hareket, midenin içindekilerin aşağıya doğru inmesini zorlayarak sindirime yardımcı olur. Varisleri, eklem ağrılarını iyileştirmeye yardım eder; elastikiyeti arttırır ve leğen kemiği (pelvis) kaslarını güçlendirir.
SECDE - BALASANA
Secde, Namazdaki en önemli harekettir. Bu hareket beynin frontal korteksini uyarır. Kalbin beyinden daha yüksek bir pozisyonda olmasını sağlar; bu da kan akışını bedenin üst bölgelerine doğru, bilhassa baş ve ciğerlere doğru arttırır. Bu hareket zihinsel toksinlerin de temizlenmesine olanak sağlar. Bu pozisyon, mide kaslarının gelişmesine olanak tanır ve orta bölümdeki  sarkıklığı önler. Hamile kadınlarda ceninin düzgün pozisyonda kalmasını sağlar, kan basıncını düşürür, eklemlerin esnekliğini arttırır ve stresi, endişeyi, baş dönmesini, yorgunluğu ortadan kaldırır. 
TEFEKKÜR - MEDİTASYON

Pek çok insan Yoga'yı rahat meditasyon yapmasına yardımcı olması için yatıştırıcı direktiflerle yapar. Bir kişi yumuşak bir ses tonuyla ona nasıl nefes alınacağını, neyin hayal edileceğini ve ne hissedileceğini anlatır. Benzer şekilde, Kurân'ın okunması kişiye kılavuzluk eder. Şu var ki o size Namaz boyunca kılavuzluk yapmakla kalmaz, tüm yaşamınız boyunca yapar.  Pek çokları meditasyonu onlara huzur verdiği ve günlük aktivitelerini kolaylaştırdığı için  Aydınlanma kaynağı olarak tanımlandırır. Namaz tam da bu amacı gerçekleştirmektedir. Kılavuzluk etme ve huzur İslam'ın temel değerleridir; Namaz'ın  günde 5 kez kılınması gerekmektedir. İslam'ın mistik yüzü olan Sufizm'in tefekkürü (İslami meditasyonu) odak noktası yapması için oluşturulması kayda değerdir.
Bunlar Namaz'la ilgili olan bazı yararlardır. Namazın diğer özellikleri ve Kurân okunmasının faydaları için psikoloji, sosyoloji, nörobilim ve daha da fazlasının görüşüne ihtiyaç vardır.
Şu halde,  müslümanların 1,400 yıldan fazladır Yoga yaptığını söylersek doğru söylemiş oluruz. O halde, bir dahaki sefere eğer biri size Yoga yapıp yapmadığınızı sorarsa "EVET, EVET, EVET" deyin!

http://mvslim.com/5-ways-yoga-is-a-basic-practice-for-muslims/'dan çevrilmiştir.
Çeviren: Esin Tezer


13 Haziran 2015 Cumartesi

DUA, iyileştirebilir mi? Beyin donanımımız maneviyat için mi yaratıldı?




Harvard bilim adamı Dr. Herbert Benson son 30 yıldır dua üzerine olan araştırmaları yürütüyor. Benson, zihnin vücudu nasıl etkilediğini anlamak için  bilhassa Budistlere has bir tür dua olan meditasyon üzerine odaklanıyor. Herbert Benson; her tür duanın  stresi yatıştıran, vücudu sakinleştiren ve iyileşmeye yardımcı olan bir rahatlama tepkisine yol açtığını söylüyor.

Benson, "Dua; seslerin, kelimelerin tekrarını içerir ve bunda da iyileştirici güç yatar. Budistler için dua, meditasyondur. Katolikler için tespihtir.  Musevilerde dua, "daven" diye adlandırılır. Protestanlar için  ise dua, "merkezleme duadır" (bir tür Hristiyan meditasyonudur). Her bir dinin kendine has dua etme yolu vardır" dedi. 

Benson, biri meditasyon yaparken vücutta meydana gelen fiziksel değişimleri gösteren MRI beyin taramalarını belgelendirdi. Pennsylvania Üniversitesi'nde yakın zamanda yapılan araştırmayla birleştirildiğinde ortaya çıkan şey, karmaşık beyin aktivitesiydi!

Kişi gitgide daha da derin yoğunlaştığında mekanda yöneliminin kontrolünü sağlayan, öz-benlik ve dünya arasındaki farklılıkları oluşturan beynin paryetal lob devrelerinde yoğun bir aktivite olmaya başlamaktaydı. Benson, daha sonra da tüm beyni kaplayan "huzuru" belgelendirdi.

Beynin aynı zamanda zamanı takip eden ve öz-farkındalığı oluşturan  frontal ve temporal lob devreleri serbest hale gelmişti. Benson, zihin-beden bağlantısının zamanla kaybolduğunu söyledi.

Özel olarak nitelendirdiğimiz " duygusal etiketleri" yapıştırmaktan sorumlu olan limbik sistem ise aktif hale gelmişti. Benson; limbik sistemin rahatlamayı düzenlediğini, sonunda da otonom sinir sistemini, kalp atışını, kan basıncını, metabolizmayı ve benzerlerini de denetlediğini söyledi.

Sonuç şuydu: Her şey duygusal olarak önemli izlenim bırakmaktadır. Belki de bu pek çoklarının hissettiği gibi huşu ve sessizlik algısının da sorumlusudur. Beden daha rahatlamış hale gelmekte ve fizyolojik aktivite daha da sakin düzenlenmektedir.

Bu; hepimizin yüksek varlıkla, yani Tanrıyla bağlantıda olduğu manasına mı geliyor? Aslına bakılırsa bizler, sadece bunu yapmak için mi imalathaneden bu donanıma sahip  olarak çıktık? Benson, WebMD'ye bu yorumun tamamen kendi bakış açısı olduğunu söyledi. Benson; "Eğer dindarsanız bu, Tanrı vergisidir. Eğer dindar değilseniz; o zaman bu, beyninizden kaynaklanmaktadır" dedi.

http://www.webmd.com/balance/features/can-prayer-heal?page=2'den çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer


5 Haziran 2015 Cuma

ORUCUN SİZİ ŞAŞIRTACAK 10 FAYDASI



"Açlık, gerçekten de açlık demektir. O, bir öğünü atlamak veya 24 saat ya da 3 gün yemek yememek manasına gelmez! Öğün atlama ya da kısa süreli oruç tutmanın "açlık durumuna" yol açtığı o kadar gülünç  ve saçmadır ki, kendimi pencereden atmak istiyorum!"  –Martin Berkhan 


Her gün aç kalmanız ya da haftanın birkaç günü aç kalmanız iyi bir şey midir? Pekâlâ, tonlarca kanıt zaman periyotlu oruç tutmanın iyi bir şey olduğuna işaret ediyor.

Oruç tutma, yıllar içerisinde gitgide daha popüler hale gelmiştir, özellikle de halk sağlığı için. Pek çok doktor az yemeyi hastalık belirtisi olarak görüp tavsiye etmekten kaçınırken bu, oruç tutmanın dengeli yapıldığındaki olağanüstü yararlarını azaltmaz!

Bu makalede, oruç tutmanın sizi şaşırtacak 10 yararını ve onları yaşamınıza nasıl katabileceğinizi keşfedeceğiz.


1. Oruç tutma, kilo vermenize yardımcı olur

Aralıklı oruç tutma, yani belirlenen saatler içinde tutulan oruç, pek çok çalışmanın da gösterdiği gibi kilo kaybetmenin güvenli yoludur. O, bedenin yağ hücrelerini düzenli olarak yapılan diyettekinden daha etkili şekilde yakmasına olanak sağlar.

Aralıklı oruç tutma, vücudun şeker yerine yağı ana kaynak olarak kullanmasını sağlar. Şu anda pek çok sporcu, oruç tutmayı müsabakalarda düşük vücut yağı yüzdesini yakalamak için kullanmaktadır. 
  

2. Oruç tutma, insülin hassasiyetini iyileştirir

Oruç tutmanın insülin hassasiyetine pozitif etkisinin olduğu, oruç tutmadığınızdaki karbonhidratları (şekeri) daha iyi idare etmenize olanak tanıdığı kanıtlanmıştır. Bir çalışma, insülinin oruç tutma süresinden sonra kandaki glukoza karışması için daha etkili bir hale geldiğini kanıtlamıştır.  


3. Oruç tutma, metabolizmayı hızlandırır

Aralıklı oruç tutma, sindirim sisteminizi dinlendirir ve bu da metabolizmanızı kalorileri daha etkili şekilde yakması için harekete geçirebilir. Eğer sindiriminiz zayıfsa bu, sizin gıdayı metabolize etme ve yağ yakma yeteneğinizi etkileyebilir. Aralıklı oruç tutmalar sindiriminizi düzenleyebilir ve sağlıklı bağırsak fonksiyonunu arttırır, böylece de  metabolik fonksiyonunuzu geliştirir.


4. Oruç tutma, ömrü uzatır

İster inanın ister inanmayın,  ne kadar az  yerseniz  o kadar uzun yaşarsınız!  Çalışmalar, bazı kültürlerdeki insanların yaşam süresinin diyetlerine göre arttığını ispatladı. Buna rağmen, oruç tutmanın yararlarını görmek için yabancı bir toplumda yaşamaya ihtiyacımız yok! Yaşlanmanın başlıca etkilerinden bir tanesi yavaş metabolizmadır, beden ne kadar genç olursa metabolizmanız  o kadar hızlı ve etkili olur. Ne kadar az yerseniz,  sindirim sisteminiz o kadar az yorulmuş olur.


5. Oruç tutma, açlık durumunu düzeltir

Sadece şunu düşünün: Eğer bir öğünü 3-4 saatte bir yerseniz gerçek açlığı deneyimler misiniz? Tabii ki hayır! Aslına bakılırsa, açlığın gerçek doğasını deneyimleme, 12 ila 24 saati bulur!

Oruç tutma, vücudunuzdaki hormonları düzenlemeye yardımcı olur böylece gerçek açlığın ne olduğunu deneyimlersiniz. Aşırı şişman insanların aşırı yemelerinden dolayı karınlarının tok olduğuna dair beyinlerinin doğru sinyali almadığını biliyoruz.

Oruç tutmayı sıfırlama düğmesi gibi düşünün: Ne kadar uzun oruç tutarsanız,vücudunuz doğru hormonları salgılamak için o kadar fazla kendini düzenler, böylece gerçek açlığın ne olduğunu deneyimleyebilirsiniz. Ayrıca, hormonlarınız düzgün şekilde çalıştığında daha hızlı  şekilde karnınız doyar.


6. Oruç tutma, yemek yeme modellerinizi geliştirir

Oruç tutma, aşırı yeme rahatsızlığı çekenlere, iş ve diğer görevler yüzünden doğru yemek yeme modelini oluşturmada zorlananlara yardımcı olan bir uygulama olabilir.     

Öğünsüz olarak bütün bir öğleden sonra devam eden aralıklı oruç tutma uygundur ve  yaşam stilinize uyan ayarlanmış saatle yemek yemenize olanak tanıyabilir.  Aşırı yemeyi önlemek isteyen biri olarak günlük kalori miktarını bir oturuşta yemenize olanak tanıyan ayarlanmış zamanı saptayabilir ve sonra da ertesi günü yemek yemeyebilirsiniz.  


7. Oruç tutma, beyin fonksiyonunuzu geliştirir

Oruç tutmanın beyin fonksiyonunu geliştirdiği kanıtlanmıştır çünkü o, beyinden üretilmiş nörotrofik faktör ( BDNF) adı verilen protein üretimini arttırmaktadır.

BDNF, beyin kök hücrelerini yeni nöronlara dönüşmeleri için harekete geçirir ve nöral sağlığa katkıda bulunan diğer kimyasalları tetikler. Bu protein, Alzheimer ve Parkinson  hastalıklarıyla ilişkili değişikliklerden beyin hücrelerinizi korur.


8. Oruç tutma, bağışıklık sisteminizi düzeltir

Aralıklı oruç tutma;  bağışıklık sistemini geliştirir, serbest radikal zararını azaltır, vücuttaki iltihaplı durumları düzenler ve kanser hücresi oluşumunu ortadan kaldırır.

Doğada da hayvanlar hastalandıklarında yemek yemeyi keserler, bunun yerine dinlenmeye odaklanırlar. Bu, içsel sistemlerindeki stresi azaltmanın temel içgüdüsüdür böylelikle vücutları enfeksiyonla savaşabilir. Biz insanlar hastalandığında ihtiyacımız olmasa bile yemek arayan tek türüz.


9. Oruç tutma, Aydınlanmanıza katkıda bulunur

Oruç tutma; pek çok insanın okuma çalışması, meditasyon, yoga ve dövüş sanatları vb. sırasında yaşama daha fazla bağlanmış olmasına yardımcı olmuştur. Sindirim sisteminde hiç yiyecek yokken bu, vücutta daha fazla enerjinin olmasına yol açar. Sindirim sistemi vücuttaki en fazla enerji emen sistemlerden bir tanesidir.

Aydınlanmanız için oruç tutma, hem bilinçli hem de  fiziksel olarak kendimizi daha iyi hissetmemize olanak sağlar. Daha hafif bir bedenle, daha berrak bir zihinle daha fazla farkında oluruz ve etrafımızdaki her şey için daha fazla şükür duyarız.


10. Oruç tutma, cildin pürüzsüz olmasına yardımcı olur ve sivilceyi önler

Oruç tutma; cildin daha berrak olmasına yardımcı olur, çünkü vücut geçici bir süre için sindirimden kurtulduğunda canlandırıcı enerjilerini diğer sistemler üzerine odaklandırabilir.

Sadece bir gün hiçbir şey yememenin vücudu toksinlerden arındırdığı, ciğer, böbrek ve diğer kısımlar gibi vücudun diğer organlarını düzenlediği kanıtlanmıştır.


http://www.lifehack.org/articles/lifestyle/10-benefits-of-fasting-that-will-surprise-you.html

Çeviren: Esin Tezer