Bilim ve Din

Bilim ve Din

18 Temmuz 2024 Perşembe

Türk Kahvesi İçmeyi Denemenin 8 Nedeni

 

1.Egzersizin Performansını Arttırır

Kafein, hem zihinsel hem de atletik performansı geliştiren doğal bir uyarıcıdır. Türk Kahvesi; yeterli seviyedeki kafein dozuyla atletik performansı iyileştirme, reaksiyon zamanını ve enerji seviyelerini geliştirme de dâhil bazı faydalar sağlar.

2.Karaciğeri Korur

Karaciğer; hormonların dengesinin kontrol edilmesi (Kortizon, Tiroid ve diğer Adrenal hormonlar) gibi çeşitli bedensel fonksiyonlarda kritik rol oynar. Hormonal dengesizlikler; Hepatit, Siroz ve Karaciğer Yağlanması gibi kronik karaciğer hastalıklarında meydana gelir. Bazı çalışmalar karaciğer yetmezliği riskinin düzenli olarak Türk Kahvesi içenlerde daha düşük olduğunu ispatlamıştır.

3.Beyni Güçlendirir ve Bilişsel Zayıflamaya Karşı Korur

Bazı çalışmalar kafeinli Türk Kahvesi’nin Alzheimer, Parkinson, Bunama (Demans) ve Felç gibi pek çok nörolojik durumu önleyebildiğini kanıtlamıştır. Bir araştırma, yeterli miktarda tüketilen Türk Kahvesi’nin Alzheimer Hastalığı’nın gelişme riskini yüzde 27 azaltmakla ilişkili olduğunu bildirmiştir. Pek çok bilimsel araştırma kahvenin ruh halini, reaksiyon zamanını ve bilişsel fonksiyonları geliştirdiğini göstermiştir.

4.Yararlı Bileşimleri İçerir

Türk Kahvesi filtrelenmiş değildir, sağlığı arttıran antioksidanlar ve polifenollar gibi olan klorojenik asitleri, yararlı biyoaktif bileşimlerin yüksek yoğunluğunu içerir.  Klorojenik Asitler iltihap (inflamasyon), kan şekeri, kolesterol ve yüksek kan basıncı seviyelerini düzeltirler. Kahve; iltihabı azaltan, enfeksiyonla savaşan ve kalp sağlığını iyileştiren diterpenoidler de dâhil güçlü diğer birçok bileşimi içerir.

5.Bazı Hastalıklara Karşı Koruyucu Etkilere Sahiptir

Türk Kahvesi tüketmek, Şeker Hastalığı (Diyabet) ve Kalp Hastalığı gibi bazı sağlık problemlerinin de riskini azaltmaya yardımcı olur. Bir araştırma her gün en az bir fincan Türk Kahvesi tüketenlerin hiç tüketmeyenlere nazaran yüzde 12 daha az Tip 2 Diyabet Hastalığı artma riskine sahip olduğunu bildirmiştir. Yapılan başka bir araştırmada da günde iki ila üç fincan kahve tüketenlerin yüzde 15 daha az kalp hastalığı riskine sahip olduğu keşfedilmiştir. Kahve tüketmenin depresyon, siroz, karaciğer kanseri ve rahim kanseri (endometriyal kanser) riskini de azalttığı bulunmuştur.  

6.Kanser Riskini Önemli Ölçüde Azaltır

Yapılan bir araştırma, Türk Kahvesi’nin erkeklerde prostat kanseri riskini ve kadınlarda rahim kanseri riskini yüzde 25 azalttığını ispatladı. Kahve, sık görülen cilt kanseri türü olan bazal hücreli karsinomun gelişimini de durduruyor.

7.Anında Enerji Sağlar

Yapılan araştırmalara göre günde en az bir fincan kahve tüketenlerin enerji seviyesi hiç kahve içmeyenlere nazaran yüzde 62 daha fazla. Kafein psikoaktif etki verir, çünkü vücut tarafından çabucak emilir.

8.Kilo Vermeye Yardımcı Olur

Türk Kahvesi; insülini kullanmaya, kan şekeri seviyesini düzenlemeye ve şekerli tatlılara karşı olan krizi azaltmaya yardımcı olan magnezyum ve potasyumu içerir. Düzenli kafein tüketimi yakıt olarak kullanılan yağ hücrelerinin yok edilmesine yardım eder. Türk Kahvesi, metabolizmayı hızlandıran ve vücudun yağ yakma mekanizması olan adrenalin hormonlarının salgılanmasıyla kalbi ve dolaşım sistemini uyarır.   

https://www.medicinenet.com/8_reasons_to_try_turkish_coffee/article.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer

 


5 Temmuz 2024 Cuma

Özgür İrade Bir İllüzyon İse, Sen De Öylesin

 


Yeni bir çift kulaklık almak için internette alışveriş ettiğinizi hayal edin. Kulaklıkları almak için incelemeniz gereken pek çok renk, marka ve özellik var. Siz oradaki beğendiğiniz herhangi bir modeli seçebileceğinizi ve kararınızın kontrolünün de tamamen elinizde olduğunu düşünüyorsunuz. Sonunda nihayet “Alışveriş sepetine ekle” butonuna bastığınızda, bunları kendi özgür iradenizden dolayı yaptığınıza inanıyorsunuz.

Kulaklıkları incelerken beyin aktivitenizin hangi kulaklığı seçmek için aydınlandığını size söylediğimizi farz edin. Bu fikir hiç de ihtimal dışı değil! Nöro-bilim insanları seçiminizi yüzde yüz doğrulukla tahmin edemeyebilirler fakat araştırma, gerçekleşmesi yakın olan hareketin siz kararınızın bilincine varmadan saniyeler önce zaten beyin aktivitenizde var olduğu bilgisini kanıtladı!

Daha 1960’lı yıllarda yapılan çalışmalarda bile insanların beyinlerinin basit, kendiliğinden oluşan bir hareketi yaptıklarında onlar harekete geçmeden önce nöro-bilim insanlarının “Hazırlık Potansiyeli-Readiness Potential” diye adlandırdığı nöral aktivite oluşumunu gösterdiği ispatlandı. 1980’li yıllarda nöro-bilim insanı Benjamin Libet de bu Hazırlık Potansiyeli’nin kişinin yalnızca hareketinde değil, hareket niyetinde bile var olduğunu bildirdi. 2008 yılında da bir grup araştırmacı, gerçekleşmesi yakın olan bir kararın insanlar karar vermeye veya ne zaman veya nasıl hareket etmeyi bildirmeden önce insanların beyinlerinde zaten 10 saniye öncesinden var olduğu bilgisini keşfetti.

Birleştirilmiş araştırma, insanoğlunun bilinçli seçimler yapma gücüne sahip olduğunu açığa kavuşturuyor fakat o faaliyet ve buna eşlik eden kişisel sorumluluk hissi hiç de bilinmeyen şeyler değiller. Bilim insanlarının bu faaliyeti Hazırlık Potansiyeli olarak gözlemleyip gözlemlemediğine bakmaksızın beyinde meydana geliyorlar.

Dolayısıyla, Serebral makinenin içinde bir hayalet yok. Fakat araştırmacılar olarak bu makinenin çok karmaşık, esrarengiz ve gizemli olmasından ötürü “Özgür İrade” ve “Özbenlik (Nefs)” gibi popüler kavramların işe yarar olup olmadığını tartışıyoruz. Bu kavramlar kusurlu olsalar da, zihnin ve beynin çalışma mekanizmasını düşünmemize ve hayal etmemize yardımcı oluyorlar. 

https://www.scientificamerican.com/article/free-will-is-only-an-illusion-if-you-are-too/’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer