İsveç’teki
Karolinska Enstitüsü’nde araştırmacılar, fare beyninde negatif duygusal haller
ve kronik stres oluşumuyla ilişkili bir grup sinir hücresini belirledi.
Gelişmiş tekniklerle haritalandırılan nöronlar, östrojen reseptörlerine de
sahipler. Bu da, kadınların strese karşı erkeklerden neden daha hassas
olduklarını açıklıyor. Çalışma, Nature
Neuroscience adlı dergide yayımlandı.
Negatif duygulara (huzursuzluk) ve kronik strese beyindeki
hangi ağların sebep olduğu şu ana kadar bilim dünyasında bilinmemekteydi.
Karolinska Enstitüsü araştırmacıları Konstantinos Meletis,
Marie Carlen ve ekibi; Nöron Parça
Sıralaması (Patch-seq), Geniş Ölçek
Elektrofizyoloji (Nöropikseller) ve Optogenetik
gibi gelişmiş teknikleri kullanarak fare beynindeki huzursuzluğu denetleyen,
Hipotalamus’tan Habenula’ya (Epifiz Sapı)
yönlendiren belirli nöral yolları haritalandırdılar.
Araştırmacılar, fareler bazı odalara giriş yaparken o beyin
yolunu aktif hale getirmek için Optogenetik tekniğini kullandılar ve odada
hiçbir şey bulunmamasına rağmen farelerin o odadan uzak durduğunu keşfettiler.
Araştırma,
Yeni Depresyon Tedavileri İçin Fırsat Sunuyor
Karolinska Enstitüsü’ndeki Nörobilim Bölümü’nde Profesör
olan Konstantinos Meletis, konuyla ilgili şunları söyledi: "Daha önce
yaptığımız araştırmada, Hipotalamus ve Habenula (Epifiz Sapı) arasındaki bağlantıyı keşfetmiştik fakat bu sinir
yolunun hangi tür nöronlardan oluştuğunu bilmiyorduk. Huzursuzluğu denetleyen sinirsel
yoldaki nöron türlerini anlamamız gerçekten heyecan verici! Eğer beyindeki
negatif sinyallerin nasıl oluştuğunu anlayabilirsek, depresyon gibi olan etkili
hastalıkların ardındaki mekanizmayı da keşfedebiliriz. Bu da bize yeni ilaç
tedavileri için fırsat sunuyor.”
Araştırma, aynı bölümden doktora sonrası araştırma yapan 3 bilim
adamı tarafından yürütüldü. Profesör Meletis, bilim adamlarının duyguları ve
davranışı denetleyen nöral yolları belirlemek için gelişmiş teknikleri nasıl
kullandıklarını açıkladı.
Östrojen
Seviyelerine Karşı Hassas
Araştırmada yapılan bir diğer ilginç keşif de nöronların huzursuzlukla
bağlantılı östrojen reseptörüne sahip olmasıydı, bu reseptör onların östrojen
seviyelerine karşı hassas olmalarını sağlıyordu. Erkek ve dişi fareler beklenmedik
yumuşak şiddetteki itici türden olaylara maruz kaldıklarında, dişi olan fareler erkek farelerden daha uzun
süren stres tepkisi verdiler.
Nörobilim Bölümü’ndeki Profesör Marie Carlen de konuyla
ilgili şöyle konuştu: "Endişe ve depresyonun kadınlarda erkeklerden daha
yaygın olduğunu uzun zamandır biliyorduk fakat bunu açıklayan herhangi bir
mekanizma yoktu, bu cinsiyet farklılıklarını en azından farelerde açıklayan bir
mekanizmayı keşfettik.”
*Araştırmada
Kullanılan Teknikler*
Nöron
Parça Sıralaması (Patch-seq): Nöron Parça Sıralaması, Gen
İfadesi (RNA Sıralaması) ölçümleriyle
kişiye özgü hücrelerin elektriksel özelliklerinin ölçümlerini bir araya getirir
ve beyindeki nöronların farklı türlerinin haritalandırılmasına olanak sağlar.
Nöropikseller: Nöropikseller
sondası; yüzlerce bireysel nöron aktivitesinin aynı andaki ölçümüne olanak
sağlayan, geniş-ölçek elektrofiziksel ölçümler için olan yeni tür bir
elektrottur.
Optogenetik:
Optogenetik, seçilen nöronlar aktif olduğunda nasıl ve ne zaman
denetlenecekleri için kullanılır. Metot, (tek hücreli organizmaların zarlarından
gelen kanal proteinleri gibi) ışığa hassas proteinleri üzerinde çalışılacak
olan nöronlara tanıtmayı içerir. Optogenetik ışık, fare beyninin kendine özgü
hücre türlerinin fonksiyonunu belirlemek için denetlemede kullanılabilir.
https://www.sciencedaily.com/releases/2023/06/230622120922.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.
Çeviren:
Esin Tezer