Bilim ve Din

Bilim ve Din

26 Mayıs 2016 Perşembe

Aydınlanmanın Sırrı Çözüldü!



SPECT, fMRI ve EEG gibi beyin imajlama tekniklerini kullanan yakın zamandaki beyin araştırma teknikleri insan beyninin zaten Aydınlanma için bir donanıma sahip olduğuna işaret ediyor. Görünen o ki beyin, milyonlarca yıllık evriminde kozmosla olan BİR'liğini ya da Tanrı'yla olan TEK'liğini deneyimlemek için hazırlanmış! 


*"Uyanış", Paryetal lob bölgesinden Frontal lob bölgesi beyin fonksiyonlarına geçişe verilen isimdir.


Frontal loblar:

- İrade gücü,

-Dikkate/enerjiye odaklanma,

-TEK'liği yaşama deneyimi.

Paryetal loblar:

-Kendini uzay-zamanda konumlandırma,

-Kendini ÖZ'den ve dünyadan ayırma,

- Zihin ve Ego'nun merkezi.


Andrew Newberg, Pennsylvania Üniversitesi'nde nükleer tıp profesörü ve satış rekorları kıran "Tanrı Sizi Terketmeyecek (Why God Won't Go Away?)" adlı kitabın yazarı. Newberg, bilimi ve insanı bir araya getirmek için SPECT tarama tekniğini kullanarak 8 Tibetli Budist rahibin üzerinde onlar tefekkür (meditasyon) yaparlarken çalıştı. Yakaladığı imajlar, beynin derin tefekkür esnasında kırmızı renkle aydınlandığını gösterdi. Bu, beynin o bölgesindeki kan akışında ve nöral aktivitede bir artış olduğuna işaret ediyordu. Aynı zamanda da hayret verici bir şekilde, beynin "Paryetal bölge" olarak adlandırılan üst arka kısmı, yani Newberg'in "Yöneliş Bağlantı Bölgesi (OAA)" olarak adlandırdığı bölge de beynin âni aktivite düşüşüne işaret eden koyu mavi renge dönüşmüştü.

Newberg, yönelen kişi dış dünyayı bıraktığında Yöneliş Bağlantı Bölgesi'ne olan duyusal girdinin bloke olduğunu ve o bölgedeki nöral aktivitenin durduğu teorisini ortaya atıyor. Aynı zamanda yoğun konsantrasyona bağlı olarak da Prefrontal Korteks veya Newberg'in adlandırdığı gibi "Dikkat Bağlantı Bölgesi" kuvvetli bir şekilde aktive oluyor ve beynin yeni deneyimsel merkezi rolünü oynuyor.


Yöneliş Bağlantı Bölgesi kendimize uzay-zamanda konumlandırma yeteneğini veren ve bedenlerimize fiziksel sınırlamalar, evrenin geri kalanından ayrı olduğumuz algısını veren bir bölgedir. Yöneliş Bağlantı Bölgesi aktif halde olmayınca, bedenin fiziksel sınırlamaları ve evrenin geri kalanından ayrı olduğunuz algısı ortadan kalkar. Beyin artık kendi ÖZ'ü ve dış dünya arasına sınır koymaz veya kendisini fiziksel realite içerisine yerleştirmez. Bunun sonucu olarak da Newberg'in dediği gibi beynin; ÖZ'ü sınırsız, herkesle ve her şeyle iç içe görmekten başka bir çaresi yoktur. Bu hal, Newberg'in "Mutlak Tek Varlık" dediği halidir. Bunu "TEK'lik hali" olarak da adlandırabiliriz.

Newberg’in araştırması, "uyanış sürecinin" sadece psikolojik değişime ya da filozofideki ve değerlerdeki değişime bağlı olmadığını ileri sürüyor.Hayır o, beyin hakimiyetinin Paryetal lobdan Prefrontal lob bölgesine geçişiyle olan temel değişime dayanıyor. Paryetal loblardaki aşırı çalışma azalınca ve Frontal loblardaki aktivite azlığı artınca, beynin emir merkezinde bir değişim meydana geliyor; kişi daha yüksek seviyedeki bilincin ve eskisinden daha hakiki olan yeni realitenin farkındalığına eriyor (kendini o bilinçte uyanmış buluyor).  


Newberg'in bazı bulguları Wisconsin Üniversitesi'nde nöro-bilim adamı olan Richard David­son tarafından doğrulandı. Davidson, Tibetli Dalai Lama'yla işbirliği yaptı. Lama, bu bilimsel çalışma için Davidson'a grubundaki en başarılı sekiz tefekkür eden rahibini yolladı. 


Davidson, hem EEG hem de fMRI taramalarını kullanarak onlar derin tefekkür halindeyken rahipler üzerinde çalıştı. Onların Prefrontal Korteks bölgelerinde; bilhassa neşe, mutluluk ve merhamet duygularını veren sol tarafta çok yüksek bir aktiviteye rastladı. Derin tefekkür halindeki EEG kayıtları, beynin aynı bölgesinde son derece güçlü Gama dalgaları olduğunu kanıtladı. 


http://www.newbrainnewworld.com/?Science_of_Awakening'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer