Bilim ve Din

Bilim ve Din

26 Eylül 2015 Cumartesi

Bilim DUA etmenin iyileştirici gücünü kanıtladı

 
DUA, hiç tartışmasız olarak iyileştirme gücüne sahip!

Şimdilerde Amerika Birleşik Devletleri'nin en önde gelen hastaneleri ve üniversiteleri Tanrı'ya inanmanın sizin için iyi olduğunu, sizi daha sağlıklı ve mutlu yaptığını, daha uzun yaşamanıza yardımcı olduğunu kanıtlıyorlar!


ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin Durham 
Duke Üniversitesi'nden Dr. Harold G. Koenig; Newsmax Health'e araştırmalarda DUA'nın insanları hasta olmaktan koruduğunu, hastalansalar bile daha hızlı iyileşmelerine yardımcı olduğunu kanıtladıklarını söyledi.

Koenig,1,500'den fazla yapılan araştırmanın daha dindar olan ve daha fazla DUA eden insanların daha iyi zihinsel ve fiziksel sağlığa sahip olduklarına işaret ettiğini belirtti.
Dr. Harold G. Koenig, sağlık ve düzenli DUA etme ile bağlantılı 125 araştırmadan 85'inin düzenli olarak kiliseye giden insanların daha uzun yaşadığını ispat ettiğini, bununla ilgili çok kanıt olduğunu anlattı.


Duke Üniversitesi'nde Spiritüalite, İlahiyat ve Sağlık merkezinde direktör olan, iman ve iyileşmeyle ilgili bir çok kitabın yazarı Dr. Koenig
; Southern Medical Journal'da yayınlanan ilgi uyandıran bir yazıda DUA etmenin işitme ve görme engelli hastalarda da hayret verici bir etkiye sahip olduğunu anlattığını belirtti.Hastaların görsel ve işitsel testlerde inanılmaz gelişmeler gösterdiklerini söyledi.

Dr. Koenig; dini bir çevreye ve bağlantıya sahip insanların herşeyin daha iyi üstesinden geldiğini ekledi. Genel olarak stresle daha iyi başa çıkıyorlar, kendilerini daha iyi hissediyorlar çünkü daha fazla umutları var, daha az depresyon ve endişe yaşıyorlar, intihara da daha az kalkışıyorlar. DUA eden insanların daha güçlü bağışıklık sistemi var, daha az kan basıncına ve muhtemelen de daha iyi kardiyovasküler fonksiyona sahipler.


İmanın tıbbi faydaları olduğu ile ilgili derin araştırmayı yaptıktan sonra ateist olmaktan vazgeçen ve düzenli olarak ibadet eden araştırmacı yazar Tom Knox, DUA'nın gücü olduğunun ispatının başdöndürücü olduğunu söylüyor.
Knox, onu şaşırtan şeyin 30 yıldan fazladır artan ve çoğu farkedilmeyen bilimsel araştırmaların dini inancın tıbbi, sosyal ve psikolojik olarak yararlı olmasını ispat etmesi  olduğunu itiraf ediyor.


Araştırmalar, iman sahibi olmanın daha uzun ömür de verdiğini kanıtlıyorlar. Texas Üniversitesi'ndeki popülasyon araştırmacıları

kiliseye ne kadar fazla gidilirse o kadar daha uzun yaşandığını keşfettiler. Dini katılımla ölüm oranı birbiriyle ilişkili. Hiç kiliseye gitmeyen bir kişiyle her hafta kiliseye giden arasında 7 yıl daha az veya 7 yıl daha fazla yaşama farkı var!

Amerikan Halk Sağlığı Dergisi yaklaşık 2000 tane yaşlı Kaliforniyalı üzerinde 5 yıldır araştırma yapıyor. Dini hizmetlere katılan insanların o süre içerisinde katılmayan insanlardan yüzde 36 daha az öldüğünü gösterdi.


Amerikan Jerontoloji Dergisi, altı yıllık süre içerisinde yaklaşık 4000 yaşlı yetişkin üzerinde yaptığı araştırmada ateist insanların imanlı insanlara nazaran çok daha yüksek ölüm oranına sahip olduğunu keşfetti.
Dindar insanlar düzenli olarak ibadethaneye gitmeseler bile ateistlerden daha uzun yaşıyorlardı.


Amerikan Hipertansiyon Komitesi, 2006'da kiliseye gidenlerin inançsız olanlara nazaran daha düşük kan basıncına sahip olduğunu yayımladı.


Bilim adamları inançlı insanların inançlı olmayan insanlara nazaran daha kolay göğüs kanserini atlattıklarını, koroner arter hastalığı ve romatizma artrit hastalığına karşı daha kolay iyileştiklerini ve  çocuklarının da daha az menenjite yakalandığını gözler önüne serdi.


San Francisco General Hastanesi'nde 393 kalp hastası üzerinde yapılan araştırmada, duanın etkisi incelendi. DUA eden yabancıların yarısı hastaların sadece adlarını biliyordu! Kendisine DUA edilen hastalarda daha az komplikasyonlar ve zatürre vakasına rastlandı ve daha az ilaç tedavisine ihtiyaç duyuldu. Ayrıca daha çabuk iyileştiler ve hastaneden daha erken ayrıldılar.


Knox sözlerini şöyle tamamladı: "Ateistler inançla alay edip onu küçümseyebirler ama bilimin kendi taraflarında olduğunu varsayamazlar!"


http://www.newsmax.com/t/newsmax/article/635623
Çeviren: Esin Tezer

10 Eylül 2015 Perşembe

REFLEKSOLOJİ:Stresi azaltmak ve metabolizmayı arttırmak için 7 basınç noktası



Sol ayak tabanının altındaki

HİPOTALAMUS BEZİ: İştahı denetler.

HİPOFİZ BEZİ: Master bezdir. Diğer tüm bezlerin salgılarını denetler ve gelişimi etkiler. 

TİROİT BEZİ: Metabolizmayı dengeler.

KARIN BOŞLUĞUNDAKİ SİNİR AĞI veya DİYAFRAM: Stresi azaltır ve nefes almayı kolaylaştırır. 

ADRENALİN BEZİ: Kalorileri yakmak için enerjiyi arttırır. 

İDRAR KESESİ: Vücutta tutulan fazla sıvıyı boşaltır.

KALIN BAĞIRSAK VE İNCE BAĞIRSAKLAR: Dışkıyı çıkartır ve şişkinliği azaltırlar. 

Düşünceleriniz ve görselleştirmeleriniz vücudunuzdan başlayarak  etrafınızdaki dünyayı etkiler. Eğer hedefiniz kendinizin en iyi hali olmaksa bunu zihninizde canlandırın!
Hayal etme yeteneğiniz rahatlamış olduğunuzda en etkili haldedir. Bu sabah ilk uyandığınızda en iyi halinizi gözlerinizin önüne getirin ve bunu gece uyumadan önce de yapın.  

Refleksoloji hipnoz olmuşsunuz gibi sizi derin dinlenme ve rahatlamanın seviyelerine getirir. Kalbinizdeki arzuların açığa çıkmasına olanak tanıyan algısal bir yere giriş yaparsınız.
Beyniniz bir bilgisayar gibidir. Kendinizle ilgili olan ya da seçtiğiniz yaşamla ilgili olan her şeyi programlayabilir ve silebilirsiniz.  
  
Refleksoloji organlarınızı ve hormon bezlerinizi  kısaca vücudunuzun her kısmını, ayaklarınızdaki, ellerinizdeki,yüzünüzdeki ve kulaklarınızdaki refleks bölgelerini/noktalarını uyararak etkiler. 

Bu bölgelerde binlerce sinir vardır. Yalnızca ayağımızın altında on beş bin sinir vardır! Bu yüzden refleksolojinin etkileri yatıştırıcı ve sakinleştiricidir. 

Pek çoğumuz rahatlığı aşırılıkta ararız bu da sağlığımızda negatif etkilere yol açabilir. Refleksoloji kendimize zarar eren rahat düşkünlüğümüze karşı harika sağlıklı bir yenileme olabilir.Çoğu zaman stres ve gerginliğe karşı reaksiyon göstererek gereğinden fazla yemek yiyoruz! 
   
Kendinizi şımartmak için rahatlamanın her hangi türüne ayıracağınız bir zaman sizi ilgilenilmiş, sevilmiş, ayakları yere basan birisi yapacaktır ve size gerçekten kim olduğunuzu hissettirecektir. İster aşırı kilolardan kurtulmaya çalışan biri olun, ister daha iyi yaşam tarzı uygulamaya çalışın refleksoloji size yardımcı olacaktır. Şemada işaret edilen ayaktaki bölgeleri uyarmak, hormon bezleriyle organlara ve sinir sistemine  karşılıklı ilişki kurdurur. Sizin en iyi halinizle görünmenize ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olur.

Başparmağınızı veya işaret parmağınızı kullanarak yukarıda belirtilen bölgelerin her birine  beş saniye kadar bastırın. Not: Bu şema sol ayağı göstermektedir.

• Beyninizin Hipotalamus bölgesi (ayak başparmağınızın dışı) iştahınızı ve susuzluğunuzu denetler.

• Hipofiz bezi veya master bez (ayak başparmağının ortası) diğer tüm bezlerin hormonel salgılarını etkiler ve dengeler.


• Tiroit hormonunuz (ayak başparmağının altı) metabolizmanızı düzenler. 


• Karın boşluğunuzdaki sinir ağı ya da diyaframınız (ayak parmaklarının kökünün altı) stresi azaltır. 

• Adrenalin bezleri (ayak tabanının  ortasındaki ayak iç kenarına yakın) kalorileri yakmanız için enerji seviyelerinizi muhafaza etmenize yardımcı olurlar. 

•İdrar sistemini harekete geçirmek, vücuttaki su tutulumunu azaltmaya yardımcı olur.   

• Sindirim sisteminin kalın bağırsak ve ince bağırsakları  (ayağın altında tabanın ortasında)  dışkıyı atmak ve şişkinliği dindirmek için harekete geçirilmektedir.


Bahar aylarına girerken en iyi halinizi refleksoloji ile keşfedin!

Çeviren: Esin Tezer
http://www.mindbodygreen.com/0-18426/diy-foot-reflexology-7-pressure-points-to-reduce-stress-boost-metabolism.htmlden çevrilmiştir.