Bilim ve Din

Bilim ve Din

16 Haziran 2021 Çarşamba

Sabahları Erken Uyanmak Depresyonu Önlüyor

 

JAMA Psychiatry dergisinde 26 Mayıs 2021 tarihli yayınlanan yeni genetik bir araştırmaya göre, sabahları uyandığı saatten 1 saat önce uyanmak bile kişinin depresyon riskini %23 azaltıyor!

ABD’deki Colorado Boulder Üniversitesi, MIT ve Harvard Üniversiteleri’nin Enstitülerindeki araştırmacılar tarafından 840,000 kişi üzerinde yapılan çalışma; kişinin geç bir saatte uyuma eğiliminin depresyon riskini arttırdığının güçlü kanıtını gözler önüne seriyor. Araştırma, çok veya az bir değişimin zihinsel sağlığı da ne kadar etkilediğini gösteren ilk çalışmalardan bir tanesi durumunda yer alıyor. Evden çalışma ve evden okula gitme sonucunda da pandemi sonrası insanlarda daha geç saatlerde uyuma eğilimi oluştu.

Colorado Boulder Üniversitesi’nde Bütünleyici Fizyoloji Bölümü’nün Asistan Profesörü olan, bu araştırmanın kıdemli yazarı Celine Vetter konuyla ilgili şunları söyledi: ”Uyuma zamanı ve ruh hali arasında bir ilişki olduğunun epey zamandır farkındaydık. Klinik tedavi uzmanları, insanların ruh hallerinin pozitif hale dönüşebilmesi için ne kadar zamana ihtiyaç duyulduğunu olduğunu bize soruyorlardı. Kişinin uyuduğu saatten 1 saat daha önce uyuması ve uyanması bile depresyon riskini epey bir azaltıyor!”      

Vetter, 2018 yılında uzun zamandır 32,000 hemşire üzerinde çalıştığı büyük araştırmasını yayınladı. Araştırmaya göre, sabah erken kalkanlar gelecek 4 yıl içerisinde %27 daha az depresyon riskine sahipti!

Araştırmanın başyazarı Dr.Iyas Daghlas, veriyi DNA test etme şirketi 23 and Me’den ve İngiltere Birleşik Krallığı Biobank’ın biyokimyasal veritabanından aldı. Amacı, erken uyanmanın gerçekten işe yarayıp yaramadığını ve ne kadar erken kalkmanın gerekli olduğunu keşfetmekti. Daghlas daha sonra genetik topluluğun sebep ve sonucunu çözmek için “Mendel Rastgele Sıralaması” adı verilen metodu kullandı. Mayıs 2021’de Harvard Tıp Okulu’ndan mezun olan Dr. Daghlas, sözlerine şöyle devam etti: "Genetiğimiz doğuştan diğer türlerdeki epidemiyolojik araştırmaları etkileyen önyargılara sahip fakat bu durum genetik çalışmaları etkilemiyor.”

340’dan fazla bilinen genetik varyasyon, “saat geni” diye bilinen PER2 varyasyonu da dahil, kişinin kronotipini etkiliyor ve Genetik bilimi uyuma zamanı tercihimizin %12 ila 42’sini açıklıyor. Araştırmacılar 850,000 kişiden bu varyasyonlardaki tanımlanmamış veriyi incelediler. Bu kişilerden 85,000’i haftanın 7 günü uyku izleyici cihazını kullandı ve 250,000’i uyku tercihi anketini tamamladı. Bu, daha detaylı bilgi vermiş oldu. Böylelikle araştırmacılar, uyuduğumuz ve uykudan uyandığımız zaman genlerdeki varyasyonların bizi nasıl etkilediğini incelemiş oldular.

Sonuçlar şu fikri destekliyor: Eğer bir kişi normalde gece 1’de uyumak yerine 12’de uyursa ve aynı uyku süresi uzunluğunda uyursa; o kişi depresyon riskini % 23 azaltıyor. Eğer kişi daha da erken, gece 11’de yatarsa o zaman da depresyon riskini %40 azaltmış oluyor.

Bu etkiyi ne açıklayabilir?

Bazı araştırmalar gün içerisinde daha fazla ışığa maruz kalmanın ruh halini etkileyen bir dizi hormonel etkilere sahip olduğunu ispatlıyor. Sabah erken kalkan kimseler de bu etkilerden yararlanıyorlar. 

Daha erken yatılan ve kalkılan uyku düzenine geçmek isteyenlere araştırmanın kıdemli yazarı Celine Vetter şu tavsiyeyi veriyor: ” Günleriniz aydınlık ve geceleriniz karanlık olsun… Sabah kahvenizi verandanızda yudumlayın. İşe ya yürüyerek ya da bisikletle gidin ve geceleri elektronik eşyalarınızı kapatın.”  

Çeviren: Esin Tezer

https://www.sciencedaily.com/releases/2021/05/210528114107.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.