Bilim ve Din

Bilim ve Din

4 Şubat 2017 Cumartesi

GÜLÜMSEMEK SAĞLIĞA İYİ GELİYOR!



Gülümsemek ruh halinizi değiştirebilir. Yüz ifadelerimiz o anki ruh halimizden daha fazlasını ifade ederler, ruh halimizi etkileme yetenekleri de vardır. Duygular beyinde oluşabilirler fakat yüzdeki kaslar o ifadeleri ya güçlendirirler ya da aynısını aktarırlar. Yakın zamanda yapılan araştırmalar; yüz ifadelerinin pozitif duyguların arttırılması veya negatif duyguların azaltılmasıyla bağlantılı olduğunu, kişinin ruh halinin yüz ifadesiyle aynı olmaya başladığını gözler önüne serdi.

Gülümsemek stresi azaltır. Psikolojik Bilim (Psychological Science) dergisinde 2012 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre  Kansas Üniversitesi'nde psikolog bilim insanları olan Tara Kraft ve Sarah Pressman 170 katılımcı üzerinde çalıştı. Katılımcılardan Çinlilerin yemek yeme çubuğunu üç şekilde ağızlarında tutmaları istendi. Denekler stresli bir görevden sonra farkına varmadan gülümseyerek yemek çubuklarını ağızlarında tuttular. Deney; yemek yeme çubuğuyla en çok gülümseyen deneklerin yüz ifadelerinin nötr duran deneklerinkilerle  karşılaştırıldığında daha az kalp atışına sahip olduğunu ve stresten daha çabuk kurtulduğunu ispatladı.

Gülümsemeyle daha güvenilir biri haline gelirsiniz. Psikolojik bakış açısına göre, gülümseyen bir insan somurtan veya nötr bir ifadeyle duran insandan daha güvenilir gözükmektedir. Pittsburgh Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada araştırmacılar bir deneğin çekicilik seviyesi, gülümsemesinin çarpıcılığı ve onun algılanan güvenirlik seviyesi arasında potansiyel bir bağlantı olduğunu keşfettiler. Çalışmaya katılan 45 katılımcıdan en fazla gülümseyenlerin daha güvenilir oldukları ortaya çıktı. 

Gülümsemek beyninizi eğitir. Beyin savunma mekanizması olarak negatif koşullarda düşünmeye eğilimliyken, sürekli gülümseme zihnin daha pozitif bir alana yerleşmesine yardımcı olur. Ne kadar çok gülümserseniz o kadar o halde kalırsınız. "Mutluluk Avantajı" kitabının yazarı olan Shawn Achor'a göre, gülümsemeyi her gün yaptığımız bir şey haline getirirsek beyinlerimizin daha pozitif düşünce modellerine cesaret veren mutluluk halkalarını yaratmalarına yardımcı oluruz. Mutluluk, iş ahlakıdır. Mutluluk, tıpkı bir atletin idman yapması gibi beyinlerimizin de idman yapmaya ihtiyaç duyduğu bir şeydir! 
      
Gülümsemek bulaşıcıdır. Bir arkadaşınızın ya da bir çalışma arkadaşınızın siz gülümsedikten sonra gülümsediğinin farkına vardınız mı? Bu olayın bilimsel bir açıklaması var. Nöro-bilim adamı olan Marco Iacoboni'ye göre hepimizde verilen bir görevi yerine getirirken veya o görevi yapan birine şahit olduğumuzda aktif hale gelen, Premotor Korteks'te ve Alt Paryetal Korteks'te yer alan "Ayna Nöronlar" adlı hücreler var. Ve, gülümsediğimizde de Ayna Nöronlar hem görme hem de yapma hareketlerine tepki veriyorlar. Iacoboni, Scientific American dergisine yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Ayna Nöronlar diğer insanları anlamamızı  onların hareketlerini gizlice taklit etmemizi sağlarlar. O hareketle alakalı olan niyetleri ve duyguları taklit ederiz. Birini gülümserken gördüğümde benim Ayna Nöronlarım da gülümsemek için ateşleme yaparlar; ardı ardına gelen, gülümsemeyle alakalı olan duyguyu tahrik eden nöral aktiviteyi başlatırlar.

Gülümsemek vücudunuzu hücresel seviyede güçlendirir. Biyo-kimyager ve ressam Sondra Barrett'a göre mutlu yüz ifadesinin vücudu stresten arındırdığı gibi, gülümsemek de vücudu hücresel seviyedeki gerilimden arındırıyor. Barrett, "Hücrelerinizin Sırları" adlı kitabında hücrelerin güvenlik ve tehlikeyi nasıl ayırabildiğini, problemleri nasıl bulup onardıklarını ve vücutta nasıl dengeyi sağladıklarını açıklıyor. Barrett, kişinin düşüncelerinin hücre fonksiyonunda direkt etkiye sahip olduğunun da altını çiziyor. Gülümsediğimiz zaman hücrelerimizin sinirliliğini azaltıyoruz ve bu fiziksel rahatlama, çeşitli kanserlerin oluşumuna veya kalıcılığına yol açabilen stresle-uyarılmış hücre mutasyonları riskine karşı savaş açmaya yardımcı olabiliyor.

Gülümsemek sizi daha yaratıcı hale getirir. San Francisco, California'daki California Üniversitesi'nde 2013 yılında yapılan bir araştırma bu özelliği erkekler üzerinde araştırdı ve daha mutlu olanların, sorunlara karşı daha anlayışla yaklaşanların negatif düşünen meslektaşlarına karşı sorunların çözümlerini düşünme yeteneklerini geliştirdiğini keşfetti. Araştırmacılar bu bulguyu öğrenme, işlemden geçirme ve karar vermeden sorumlu olan nörotransmitter'ın mutlulukla tetiklenen Dopamin hormonunu salgılamasına bağlıyorlar.


Çeviren: Esin Tezer

http://www.huffingtonpost.com/2015/02/08/smiling-benefits_n_6598840.html'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.