Bilim ve Din

Bilim ve Din

15 Mart 2022 Salı

Araştırmacılar Beynimizin Hatıraları Nasıl Ayırdığını, Depoladığını ve Anımsadığını Kanıtladılar


Araştırmacılar, beyinlerimizde birbirinden ayrık zamanlı hatıraları organize eden iki tür hücreyi belirlediler. Bu buluş, insan beyninin hatıraları nasıl oluşturduğunu ve Alzheimer hastalığı gibi hafıza bozukluğuna dayanan rahatsızlıkların içeriğini anlamamıza yardımcı olabilir. Çalışma, Yaratıcı Nöroteknoloji Geliştirme Girişimi (BRAIN) Projesi aracılığıyla Ulusal Beyin Sağlığı Araştırma Enstitüsü tarafından da desteklendi. Araştırmanın sonuçları Nature Neuroscience adlı dergide yayınlandı.

Ulusal Nörolojik Hastalıklar, Felç ve NIH BRAIN Girişimi Programının direktörü olan Jim Gnadt, PhD konuyla ilgili şunları söyledi: “ Bu çalışma, araştırmacıların insan beyninin nasıl düşündüğüne dair üzerinde çalıştıkları hayat değiştirici bir araştırmaydı. Araştırma, yakın zamanda insan nörobilimini anlamak için primat maymunlar ve kemirgen hayvanlar üzerinde onların düşüncelerini oluşturan nöronların kaydedilmesiyle yapılan çalışmaya da ışık tuttu."

Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya, Los Angeles’taki Cedars-Sinai Tıp Merkezi’nde Nörocerrahi,Nöroloji ve Biyomedikal Bilimler bölümünde Profesör olan Ueli Rutishauser tarafından yürütülen bu çalışma, şu basit ve ilginç soruyla başladı: “Beynimiz hatıraları nasıl oluşturuyor ve organize ediyor?” Bilinçli şekilde yaşadığımız yaşamlarımızı süregiden bir deneyim olarak yaşıyoruz fakat insan davranışları üzerine yapılan bir çalışmaya göre, hayatlarımızda yaşadığımız olayları kişisel, bağımsız ânlar olarak beyinlerimizde depoluyoruz. Bir hatıranın başlangıcını ve sonunu ne belirliyor?  Bu teori, “ Olay Bölünmesi” olarak adlandırılıyor ve bu işlemin insan beyninde nasıl işlediği hakkında çok az bir bilgiye sahibiz.

Araştırmacılar, çalışmada videoları izledikçe katılımcıların beyin aktivitelerini kaydettiler ve farklı türdeki sınırlamalara aktivitelerini arttırarak tepki veren iki ayrı hücre grubu olduğunu keşfettiler. “Sınır Hücresi” olarak adlandırılan birinci grup hücre, yumuşak ya da sert olan sınıra daha aktif bir şekilde tepki verdi. “Olay Hücresi” olarak adlandırılan ikinci grup hücre ise yalnızca sert sınırlara tepki verdi. Bu da, yeni bir hatıranın oluşmasının sert sınırdan sonra hem sınır hem de olay hücrelerinin aktivitelerinin zirveye ulaştığı zaman olduğu teorisini destekler nitelikteydi.

Dr. Rutishauser sözlerine şöyle devam etti: "Sınır tepkisi yeni bir fotoğraf olayını oluşturma gibi düşünülebilir. Siz hatırayı oluşturdukça, sanki o olaya yeni fotoğraflar eklenmektedir. Sert bir sınır oluştuğunda, o olay bitmiştir ve yeni olanı başlar. Yumuşak sınırlar, tek bir olayın içinde oluşturulmuş yeni imajlar gibi düşünülebilir."

Araştırmacılar, daha sonra hatırayı yeniden bulup getirmeyi ve bu işleyişin de sınır ve olay hücrelerinin ateşlenmesiyle bağlantılı olduğunu incelemeye başladılar. Tıpkı kilit resimlerin olayları tespit etmesinde kullanıldığı gibi, bilim adamları da beynin sınır zirvesini geçmiş hatıraları “yüzeyden sıyırma” işaretçisi olarak kullandığı teorisini ortaya attılar. Beyin; benzer ateşleyici modeli bulduğunda, o olayı beynimizde hatıra olarak “oluşturuyor”.

Dr. Rutishauser ve ekibi gelecekte bu bulgulara dayanan terapileri geliştirmek için iki yöntemi ispat etmeyi planlıyor: Birincisi; ödül mekanizmalarındaki rolü çok iyi bilinen, kimyasal Dopamin kullanan nöronların sınır ve olay hücreleri tarafından aktive edildiğinde hatıraların oluşumunu kuvvetlendirdiği. İkincisi, beynin normal iç ritimlerinlerinden biri olan, “Teta Ritmi” olarak bilinen ritmin öğrenme ve hafızayla bağlantılı olduğu. Eğer olay hücreleri o ritimle zamanında ateşlenirlerse, katılımcılar gösterilen imajların sırasını daha kolay bir şekilde hatırlayabilirler. Çünkü Derin Beyin Stimülasyonu (Uyarımı) Teta ritimlerini etkileyebilir ve bu da belirli hafıza bozuklukları olan hastaları tedavi etmek için kullanılan bir yöntem haline gelebilir. 

Çeviren: Esin Tezer

https://www.sciencedaily.com/releases/2022/03/220307113145.htm’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.