Bilim ve Din

Bilim ve Din

18 Şubat 2024 Pazar

Kalbimiz Direkt Olarak Duygularımızı Etkileyebilir

 

Endişeli bir haldeysek, beynimiz kalbimizi daha hızlı çalıştırır. Fakat kalbimiz hızlı attığında, beynimizle mi konuşur? Bilim insanları, yüzyıllardır kalbin zihni idare ettiği üzerine tartışıyorlar ve şimdi de Nature dergisinde bugün yayınlanan bir araştırmaya göre, fiziksel hallerin duygusal halleri etkileyebileceği kanıtlandı. Araştırma, sadece riskli durumlarda hızlı kalp atışının farelerde endişeli davranışlara yol açabileceğini keşfetti. Araştırmanın tezinin yazarları; kalbi hedef alan müdahalelerin panik bozukluğa karşı etkili bir tedavi olabileceğini ispat ettiğini ileri sürüyorlar.

Yeni araştırmayı yürüten, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Stanford Üniversitesi’nde bir nöro-bilim adamı ve psikolog olan Karl Deisseroth; kariyerinin başlangıcından beri kalbin duygusal süreçteki rolünü merak ediyordu. Psikiyatri stajyer doktoru olduğunda, artan kalp atışlarının panik bozukluğun yaygın belirtisi olduğunu öğrendi.

Artan kalp atışı için kullanılan “Taşikardi” terimi şimdi hem farelerdeki hem de insanlardaki endişenin bir işareti haline geldi. Deisseroth, konuyla ilgili “Ama şu ana kadar artan kalp atış hızının duygusal tepkiye neden olduğunu direkt olarak test etmenin bir yolu yoktu" dedi.     

Deisseroth’un ekibi 2019 yılında Opsin’lerin yeni özelliklerini keşfetmeye devam ederken, kırmızı ışığa yüksek derecede duyarlı ve güçlü elektrik akımı geçiren yeni Rodopsin kanallarını (Channelrhodopsin) keşfetti. Ekip, bu yeni tasarladıkları proteini “ChRmine” olarak adlandırdı. Araştırmacılar; kalptekiler de dâhil, artık vücuttaki tüm hücreleri ustalıkla idare edebileceklerdi.

Deisseroth ve onun çalışma arkadaşları, beynin kalple konuşan kısımlarını belirlemeye başladılar. Araştırmacılar, beyin aktivitesinin işaretini floresan ışıkla etiketleyen “Fos” adı verilen bir genle iki beyin bölgesini gözlem için izole ettiler: 1.Vücudun iç organlarından gelen girdiyi alan beyin bölgesi Posterior İnsular Korteks’i ve 2.Kalpten gelen girdiyi alan Prefrontal Korteks’i.

Araştırmacılar, en sonunda beyin ve kalbe aynı anda Optogenetik uygulamak için kalp atışı ve beyin aktivitesi arasındaki nedensel bağlantıyı tespit etmek istediler. Deisseroth, “Dikkate değer bir deneyi gerçekleştirdik” dedi. Araştırmacılar; Optogenetiği kullanarak, kalbi uyarıp bazı farelerin Posterior İnsular Korteks’indeki ve Prefrontal Korteks’indeki hücreleri kapattılar. Posterior İnsular Korteks’i sessiz hale getirdiklerinde (ama Prefrontal Korteks değil) yüksek kalp atış hızı artık stres dolu durumlardaki endişeli davranışları arttırmadı. Deisseroth sözlerine şöyle devam etti: “Bu, Prefrontal Korteks’in bu durumla alakalı olmadığı manasına gelmez. Korteks; kalbin daha hızlı attığının bilgisine sahip olur, fakat belki de o bilgiyi daha uzun zaman dilimlerinde kullanır.

Deisseroth; bu bulguların panik bozukluğa karşı kalp atışını hedeflemenin iyi tedavi edici bir yol olacağını ispatladığını söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı: ”Yüksek kalp atış hızına ve endişe bozukluklarına sahip olan insanlarda kalp atışı tedavinin hedefi olabilir ve öyle de olmalıdır. Kalp hastalıklarıyla ilgili pek çok müdahale güvenlidir ve iyi tolere edilmiştir. İnsanlara hayli yardımda bulunabilir.”

Çeviren: Esin Tezer

https://www.the-scientist.com/the-heart-can-directly-influence-our-emotions-70995’den alıntı yapılarak çevrilmiştir.