Bilim ve Din

Bilim ve Din

28 Haziran 2016 Salı

ŞÜKREDEN İNSANLARIN KALPLERİ DAHA SAĞLIKLI OLUYOR



"Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?" Rasulullah Efendimiz (sav)

Amerikan Psikoloji Birliği'nin yayınladığı bir araştırmaya göre, hayatta sahip olduğumuz şeyler için şükretmek; asemptomatik (herhangi bir belirti ve bulgu göstermeyen) kalp rahatsızlığı olan kişilerin zihinsel ve fiziksel sağlığına iyi geliyor.   

San Diego'daki Kaliforniya Üniversitesi'nde Aile Tıbbı ve Halk Sağlığı profesörü olan, önde gelen yazar Paul J. Mills; “Şükreden hastaların daha iyi ruh haline sahip olduklarını, daha iyi uyuduklarını, kalp sağlığıyla bağlantılı olarak da kalplerinin daha az yorgun olduğunu, daha az seviyede iltihaba neden olan biyo-işaretleyicilere sahip olduğunu keşfettik” dedi. Araştırma,  Spirituality in Clinical Practice® (Klinik Uygulamalarda Maneviyatın Yeri) dergisinde yayınlandı.

Şükür, yaşamınızın pozitif yönlerini takdir etmektir. Bu şükür duygusu bir evcil hayvan için de olabilir, bir kişi için de olabilir, Tanrı'ya şükretmemiz de olabilir. Bu duygu, maneviyatla da bağlantılıdır; çünkü daha önce yapılan bir araştırma, maneviyata bağlı  olan insanların fiziksel sağlıkları da dahil kendilerini daha iyi hissettiklerini ortaya çıkarmıştır. Mills ve onun çalışma arkadaşları, hem maneviyatın hem de şükür duygusunun hastalardaki olası sağlık işaretleyicileri üzerindeki rolünü incelediler. 

Araştırmacılar, standart uygulanan psikolojik testleri uygulayarak şükür ve manevi huzur puanlarını saptadılar. Daha sonra da onları şiddetli  duygusal çöküntü semptomu, uyuma kalitesi, yorgunluk, sorunlarla başa çıkabilme ve iltihaplı işaretleyiciler puanlarıyla karşılaştırdılar. Daha iyi ruh haliyle, daha iyi uykuyla, sorunlarla daha iyi başa çıkabilmeyle ve daha az iltihaplanmayla; kısacası ŞÜKÜR ve maneviyatın daha yüksek puan almakta olduğunu keşfettiler! İltihaplanma, çoğu zaman kalp yetmezliğini daha kötü bir hale getirir. 

Araştırmacıları bulgular hakkında şoke eden şey, şükürün ruhsal huzura tamamen ya da kısmen katkıda bulunmasıydı!

Paul J. Mills, konuyla ilgili olarak “Ruhsal huzurun daha iyi ruh hali ve uykuyla ilişkili olduğunu biliyorduk fakat bunları sağlayan şey ise maneviyatın şükür bakış açısıydı, sadece maneviyat değil," şeklinde konuştu.

Araştırmacılar bulgularını daha da fazla test etmek için, bazı hastaların sekiz hafta süre zarfında hafta boyunca şükrettikleri 3 şeyi kağıda yazmalarını istedi. Her iki grup da o zaman zarfı boyunca düzenli olarak klinik bakıma devam etti.

Mills, “Sekiz hafta boyunca şükür yazıları yazan hastaların yazı yazarlarken kalp hızı değişkenliği de dahil, bir çok önemli iltihaplanma biyo-işaretleyicilerinin dolaşım seviyelerinde azalmalar olduğunu keşfettik. Gelişmiş kalp atış değişkenliği, azalmış kardiyak riski olarak kabul edilir. Daha fazla şükür dolu olan kalp daha sağlıklı bir kalptir ve o şükür yazısı da kardiyak sağlığını desteklemenin kolay bir yoluydu" dedi.  

Bu yazı http://www.apa.org/news/press/releases/2015/04/grateful-heart.aspx'dn alıntı yapılarak çevrilmiştir.
Çeviren: Esin Tezer

10 Haziran 2016 Cuma

ORUÇ TUTMAK SAĞLIĞA İYİ GELİYOR



Bir söylentiye göre yıllarca tuttuğu oruçtan sonra  'Buda'nın bacakları bambu çubukları gibi, omurgası ip gibi, göğsü ise bir evin tamamlanmamış çatısı gibiydi; gözleri derin bir kuyu gibi içine çöküktü'. Buda; Aydınlanma'yı tabii ki sadece bu yoğun oruç programıyla  elde etmedi  ama yeni bir araştırma, sizi yiyeceklerden hafif bir şekilde mahrum bırakan bir diyetin kilo kaybettirmekle kalmayıp, sağlığınıza da iyi geldiğini ileri sürüyor. Araştırmacılar; ayda sadece 5 gün uygulanan bu hafif diyetin kardiyovasküler hastalık riskini azaltması da dahil, pek çok konuda sağlığa iyi geldiğini bildiriyorlar.

Yemek yemek ömrü kısaltıyor; aşırı yemek yemek ise sadece şeker hastalığı gibi hastalıklara yol açmakla bile kalmıyor!
"Kalori kısıtlaması" adı verilen, vücuda giren gıdanın %40'ını kesen bir diyet şekli çeşitli organizmalarda yaşam süresini uzatıyor; kanseri, kalp hastalığını ve diğer yaşlılık hastalıklarını önlüyor. 

Los Angeles'taki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde yaşlanma üzerine araştırmalar yapan Valter Longo ve onun çalışma arkadaşları, oruç tutmanın kemoterapi görülürken yan etki olarak hissedilen yorgunluk ve zayıflık hissini hafiflettiğini ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmaların da "kalori kısıtlaması" programına benzer şekilde sağlığa iyi geldiğini kanıtladılar.

Longo ve arkadaşları, yeni araştırmaları için oruç tutmanın yararlarını tetikleyen daha az yorucu bir diyet geliştirdiler. Her ay iki kez 4-günlük dönemler halinde yapılan programda, orta yaşlı olan fareler düşük proteinli, düşük kalorili yemekle beslendiler. Ayın geri kalan kısmında ise istedikleri gibi beslendiler.

Araştırmacıların internetteki Cell Metabolism (Hücre Metabolizması) dergisine bugün verdiği rapora göre, fareler zayıfladı ve kansere yakalanma riskleri %45 azaldı. Fareler, yağsız yemekleri yerken kan şekeri seviyeleri %40 daha azaldı ve kanlarındaki insülin miktarı %90 oranında düştü. Beyin gücü yaşla birlikte azalsa da, fareler zihinsel becerilerini daha fazla koruyabildiler. Teste tabi tutulan fareler diğer denek hayvanlarını da iki tür hafıza testinde de geçtiler. Hafızadan sorumlu olan beyin bölgesi Hipokampus'larında da muhtemelen yeni nöronlar oluştu. 

Araştırmacılar aynı şeyin insanlar üzerinde de aynı etkiyi yapıp yapmadığına karar vermek için enerji veren atıştırmalıklar, çorbalar ve çaylardan oluşan bir menü yarattılar. Bir günlük kalori miktarları 725 ila 1090 kalori arasındaydı. Longo, “Bu, ravioli (İtalyan usulü mantı) yemek gibi bir şey değil ama hiç yemek yememekten daha iyi" dedi. Amerika'da sıradan bir kişinin günlük olarak 2000 ila 3000 arasında kaloriye ihtiyacı var, kalori sınırlaması uygulayan bir kişi 1200 kaloriye kadar aldığı kalori miktarını sınırlandırabilir.
Çalışmaya katılan gönüllüler farelere benzer bir şekilde 5 gün boyunca bu diyeti uyguladılar ve ayın geri kalan kısmında normal yemek alışkanlıklarına döndüler. Araştırmacılar, tezlerinde bu "oruç taklidi" olan rejimin ilk 19 denek üzerindeki sonuçlarını bildirdiler. 

Sadece diyet ve normal yemek yeme arasındaki üç seferlik değişim; katılımcıların fiziksel durumunu iyileştirdi, kan şekerlerini düşürdü, karın yağlarını azalttı ve kardiyovasküler sistem hastalıklarıyla ilişkilendirilen yüksek protein seviyelerini indirdi. Longo ve çalışma arkadaşları, kandaki bazı kök hücrelerin biraz fazlalaştığını da gözlemlediler. Bu diyetin insanlarda da rejenerasyona (vücudu yenilemeye) yol açabileceğini iddia ettiler. Longo, “Oruç taklidi olan diyetin vücudu gençleştirdiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu. 

Diğer araştırmacılar  sonuçları cesaretlendirici bulduklarını söylediler. Boston'daki Harvard Halk Sağlığı Okulu'nda moleküler biyolog olan Christopher Hine, “Bu diyet yaşlanmaya karşı gelebilir ve bana göre çok etkileyici" dedi. Aynı okulda biyokimyager olan James Mitchell da çalışmanın kalorileri her zaman kısmanın gerekli olmadığını gösterdiğini söyledi. Mitchell, sözlerine şöyle devam etti: "Sürekli olmayan periyotlar kalıcı etkilere sahip olabiliyorlar."    

http://www.sciencemag.org/news/2015/06/short-term-fasting-may-improve-health'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.
Çeviren: Esin Tezer