Bilim ve Din

Bilim ve Din

30 Mart 2020 Pazartesi

COVID-19 Hastalığı İçin Ve Diğer Hastalıklar İçin Yeni Tedavi Yöntemleri Geliştiriliyor



COVID-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüsü, daha fazla kişiden kişiye geçen (transmisibl) bir virüs fakat kendine benzeyen SARS-CoV virüsünden daha düşük bir ölüm oranına sahip. Amerikan Mikrobiyoloji Toplumu Dergisi’nde bu hafta bu araştırmayla ilgili “Antimikrobik İlaçlar ve Kemoterapi” adlı derleme bir makale yayınlandı.

Koronavirüs, insanlarda çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonlarına yol açıyor. SARS-CoV-2 virüsü taşıyan kişilerde hastalık enfeksiyon sonrası 2 ila 14 gün arası belirtisiz (semptomsuz) seyredebiliyor ve bazı kişiler de hastalığın belirtileri görülmeden virüsü geçirebiliyorlar.

Şu ana kadar COVID-19 hastalığını tedavi etmede en iyi bileşim Antivirüs (Antiviral) ve Remdesivir ilaçlar oldu. Bu bileşim, bu sıralar Ebola virüsü enfeksiyonlarını tedavi etmek için de klinik denemelerde kullanılıyor.

Remdesivir; MERS-CoV hastalığı enfeksiyonunun insan olmayan primat modeli üzerinde yakın zamanda test edildi. Aşılamadan (İnokülasyondan) 24 saat sonra yapılan hastalıktan koruyucu (Profilaktik) tedavi, MERS- CoV hastalığının kliniksel hastalığa yol açmasını önledi ve ciğer yaralarını (lezyonlarını) önleyerek ciğer dokularında virüslü çoğalmaya (replikasyona) engel oldu. Tedavinin virüsün aşılanmasından sonraki başlangıç 12 saati benzer bir şekilde etkili oldu.

Remdesivir; koronavirüsünün birçok çeşidinde etkili bir ilaç oldu. Ebola virüsünün kliniksel denemelerinde güvenli bir şekilde test edildi. Böylece, SARS-CoV-2 virüsünün üzerinde yapılan kliniksel denemelere ayrılan zamanı da aza indirmiş oldu.

Her şeye rağmen, SARS-CoV-2 virüsünün mekaniğini daha iyi anlamak için üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Örneğin insan veya hayvan fark etmeden hücrelere giriş yapan SARS-CoV-2 virüsünün, insandaki ACE2 reseptörüyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamak; bu virüsün hayvanlar ve insanlar arasındaki tür bariyerini nasıl ortadan kaldırdığını gözler önüne serecektir. Bunun sonucu olarak da yeni Antivirüs ilaçları tasarlanacaktır.

Koronavirüs; yarasalar üzerinde yaygın olarak görülse de, rapora göre bugüne kadar salgının direkt olarak hayvandan geçtiğinin bilgisi kesinleşmemiştir. Araştırmacılar rapora şöyle yazdılar: "Şu andaki salgını durdurmak ve gelecekteki insan SARS-kaynaklı koronavirüs salgınlarını önlemek için salgına neden olan canlı türlerini belirlemek son derece önemlidir!"

Çeviren: Esin Tezer

https://www.sciencedaily.com/releases/2020/03/200326124159.htm’den çevrilmiştir.

12 Mart 2020 Perşembe

Alzheimer Hastalığı'na Çare Bulundu


Beyin, vücut enerjisinin büyük miktarını kendisi kullanır. Beynin düzgün çalışması için nöronlar ve onu çevreleyen hücreler, bilhassa da astrositler (Beyin ve Omurilik'te bulunan yıldız şeklindeki glial hücre türü) işbirliği halinde olmalıdırlar. Alzheimer hastalığının erken evresi; bu enerji metabolizmasının azalması olarak nitelendiriliyor fakat şu ana kadar bu azalmanın Alzheimer hastalığının idraksal semptomlarıyla direkt olarak bağlantılı olup olmadığını bilmiyorduk. 
  
Alzheimer hastalığının fare modeli üzerinde yapılan ortak bir çalışma, astrositler tarafından kullanılan glukoz kullanımındaki azalmanın L-serine (Sentetik Amino Asit)  üretimini azalttığını ispatladı. Bu Amino Asit, bu beyin hücreleri tarafından üretiliyor ve hastalarda onun biyosentez yolu bozulmuş oluyor. L-serine; beyin fonksiyonu ve hafızanın oluşturulması için gerekli olan, NMDA reseptörlerini uyaran D-serine'in başlangıç kimyasalıdır (prekürsördür). Dolayısıyla daha az L-serine üretildiğinde ise astrositler; nöronal plastisite ve onunla ilişkili hafıza kapasitelerinde tahribat yapan reseptörlerdeki aktivitenin azalmasına sebep oluyorlar. Bilim adamları, farelerdeki hafıza fonksiyonlarının L-serine besin takviyesi yapıldığında onarıldığını kanıtladılar! 
  
L-serine'in bellek bozukluklarındaki rolünün ve L-serine besin takviyesinin deneysel faydasının tespit edilmesiyle; Alzheimer hastalığının ve Parkinson, Huntington gibi metabolizmayı zayıflatan diğer hastalıkların erken semptomlarıyla mücadele etmek için tıbbi tedavide  yeni stratejiler geliştirilebilir. L-serine besin takviyesi olarak mevcut olduğu için, bu bileşim insanlar üzerinde kliniksel deneyler aracılığıyla dikkatli bir biçimde test edilebilir. 

Çeviren: Esin Tezer
https://www.sciencedaily.com/releases/2020/03/200303113357.htm'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.