New York Üniversitesi Grossman Tıp Okulu’nun Yoğun Bakım ve
Hayata Döndürme Merkezi’nin Direktörü olan Dr. Sam Parnia tarafından yönetilen
ulusal ve uluslararası liderlerden oluşan çok branşlı bir ekip, “Ölüm
Hakkındaki Araştırmanın Kılavuz İlkeleri, Standartları ve Ölümün Hatırlanmış Deneyimleri”
adlı fikir birliği açıklamasını yayınladı. Ekip ayrıca New York Bilimler
Akademisi’nin bir yıl içerisinde gerçekleşen olaylarının kayıtlarında önerilen
gelecek gidişatını da yayınladı.
Araştırmadaki araştırmacılar Nörobilim, Yoğun Bakım,
Psikiyatri, Psikoloji, Sosyal Bilimler ve İnsanoğlu da dâhil pek çok tıp bilim
dalını temsil ediyorlar. Ayrıca araştırmacılar Harvard Üniversitesi, Baylor
Üniversitesi, Kaliforniya Riverside Üniversitesi, Virginia Üniversitesi,
Virginia Commonwealth Üniversitesi, Wisconsin Tıp Okulu ve Southhampton
Üniversitesi, London Üniversitesi de dâhil dünyanın pek çok saygı duyulan
akademik kuruluşlarını da temsil ediyorlar.
Araştırmanın
Sonuçları:
1.Hayata Döndürülme ve Yoğun Bakım Tıbbındaki gelişmeler
sayesinde pek çok insan ölüm esnası ve ölüme yakın deneyimlerinde hayatta
kaldı. Yakın zamanda yapılan nüfus çalışmalarına dayanarak tahmini olarak dünya
üzerindeki yüz milyonlarca insanı kapsayan bu insanlar, tutarlı şekilde
evrensel temalarla özgün zihinsel hatıralarını içeren ölüm esnasında hatırlanmış
deneyimlerini tarif ettiler.
2.Ölüm esnasında hatırlanan deneyimler, yakın zamanda
yayınlanan birçok araştırmaya göre halüsinasyonlar, illüzyonlar veya hayal
gördüren ilaçlarla bağlantılı olan deneyimler değildiler. Bunun yerine, belirli
anlatımı içeren algılamaya sahiptiler:
A. Vücut yükselmiş, yüce bir bilinç algısıyla bedenden
ayrılır ve bu “Ölüm” kabul edilir.
B. Bir varış noktasına seyahat edilir.
C. Başkalarına karşı olan tüm eylemleri, maksatları ve düşünceleri de kapsayan
anlamlı ve amaç dolu yaşamı gözden geçirme meydana gelir. “Ev” gibi hissettiğin
bir yerde bulunma algısı olur ve E. Hayata geri dönüş gerçekleşir.
3.Ölüm deneyimi, yakın zamanda tanımlanmamış, ayrı alt
temaları zirveye çıkartmaktadır ve pozitif uzun-vadeli psikolojik dönüşüm ve
büyümeyle ilişkilidir.
4. Ölümle ilgili EEG’deki yükselmiş bilinç seviyelerinin
sıradan bir işareti olan Gama aktivitesinin ve elektriksel artışların ortaya
çıktığını ispatlayan araştırmalar, parlak ışığı gördüğünü ve yükselmiş bilinci
deneyimlediğini bildiren milyonlarca insanın iddiasını desteklemektedir.
5.Ölümle ilgili korku verici veya üzücü deneyimler; çoğu
kez ne aynı temaları ne de aynı anlatımları, ölümün üstün özelliklerini, kelimelerle
anlatılamamasını ve pozitif dönüştürücü etkilerini paylaşıyorlar!
Araştırmanın önde gelen yazarı Parnia sözlerine şöyle devam
etti: "Ani Kalp Durması (Kardiyak
Arest)” bir kalp krizi değildir, fakat bir hastalığın veya kişinin ölmesine
yol açacak bir olayın son safhasını belirtir. Kalp ve ciğerlere ait (Kardiyopulmoner) Yoğun Bakım (CPR)’ın olması bize ölümün nihai
gerçeklik hali değil, bunun yerine bazı insanlarda başladıktan sonra bile
tersine dönme potansiyeline sahip bir süreç olduğunu ispatladı. Ölümün bilimsel
çalışmasını kolaylaştıran şey de, kalp durduktan sonra dakikalar içindeki
oksijen yoksunluğunda bile beyin hücrelerinin değiştirilemez bir şekilde zarar
görmemesiydi. Bunun yerine, bu hücrelerin saatler içinde ölmeleriydi. Bu da
bilim insanlarının ölümle ilgili olan fizyolojik ve zihinsel olayları objektif
şekilde çalışmalarına olanak tanıdı.”
Parnia sözlerini şöyle tamamladı: "Az miktarda yapılan
araştırma, objektif ve bilimsel bir şekilde öldüğümüz zaman ne yaşandığını
keşfetti. Bu bulgular, insanlarda bilincin nasıl var olduğu ve ileride bunun
hakkında araştırma yapılması için ilgi çekici iç görüleri sunabilirler".
https://www.sciencedaily.com/releases/2022/04/220407100956.htm’den alıntı
yapılarak çevrilmiştir.
Çeviren:
Esin Tezer