Bilim ve Din

Bilim ve Din

25 Ağustos 2016 Perşembe

SAVAŞ BEYNİNİZİ ETKİLİYOR



Çocuğa kötü muamelede bulunulmasını görmek, tecavüz ve cinsel tacize uğramak, acımasızca saldırıya uğramak, savaşta olmak, şiddete tanıklık etmek, katliamı ve yakın mesafelerdeki ölümleri görmek, ölüme yakın deneyimleri yaşamak... Bunların hepsi de olağanüstü travmatik olaylar ve bu olayların  bazı kurbanları da bu izleri tüm yaşamları boyunca taşıyorlar!

Fiziksel yaralar kapanıyor fakat bazı duygusal yaralar bu insanların yaşamlarını altüst ediyor. İnsanlarla yakınlaşmaktan ve yeni ilişkiler kurmaktan korkuyorlar. Değişim onları dehşete düşürüyor ve ihtiyaçlarını ifade etmekte veya yaratıcı potansiyellerini açığa çıkarmakta güçlük çekiyorlar. Bu her zaman apaçık gözükmeyebilir fakat Post-Travmatik Stres Bozukluğu (PTSB), kurbanlarının yaşam gücünü azaltıyor. Onlara "olayların etkisinden kurtul" demek faydasız çünkü PTSB rahatsızlığı beynin temel yapısını ve fonksiyonlarını değiştiriyor. 

PTSB rahatsızlığı bulunan insanların beyinlerinde neler meydana geliyor?
PTSB, acı verici ve ürkütücü bir rahatsızlıktır. Olayların hatıraları gitmek bilmez ve kurbanlar çoğunlukla "canlı bir anımsama"ya sahiplerdir. Korkmuş ve travma geçirmiş bir halde, neredeyse her zaman sinirlidirler ve en ufak bir olayda koruyucu kalkanlarına sığınırlar. Kurbanlar genellikle kendilerine acı dolu deneyimleri hatırlatan insanlardan, objelerden ve durumlardan kaçarlar. Bu davranış onları güçten düşürür ve yaşamlarını anlamlı bir şekilde yaşamalarına engel olur. Gerçeği kabullenip, bu duruma razı olmadıkları için de "parçalanmış ruhlara" dönüşürler. 

PTSB rahatsızlığına sahip hastalar üzerinde yoğun olarak yapılmış nöro-imajlama çalışmaları, beynin bazı bölgelerinin sağlıklı hastalardan yapısal ve fonksiyonel olarak daha farklı olduğunu göstermiştir. Amigdala, Hipokampus ve  Alt Orta Prefrontal Korteks PTSB'nin tipik semptomlarını tetiklemede rol oynar. Beynin bu bölgeleri insanlardaki strese tepki verme mekanizmasını etkiler, dolayısıyla PTSB'li hastalar strese olaylardan uzun zaman sonra bile bu travmayı yaşamamış insanlardan daha farklı tepki gösterirler.

Travmanın Hipokampus üzerindeki etkisi
Travmanın en önemli nörolojik etkisi Hipokampus üzerinde görülmüştür. Posttravmatik Stres Bozukluğu'na sahip olan hastalarda Hipokampus'un hacminde önemli miktarda bir azalma görülmüştür. Beynin bu bölgesi hafıza fonksiyonlarından sorumludur. Kişinin yeni hatıraları kaydetmesine ve onları daha sonra bazı konuya  ilişkin çevresel uyarıcıyla geri kazanmasına yardımcı olur. Hipokampus ayrıca geçmiş ve şimdiki hatıraları ayırmamıza  yardımcı olur.

Cinsel saldırıya uğramış olan kurban park yerlerine dehşetle bakmaktadır çünkü daha önce orada tecavüze uğramıştır. Savaş gazisi hâlâ daha şiddet içeren filmleri izleyemez çünkü onlar ona siperdeki günlerini hatırlatır; Hipokampus'u, geçmiş hatıraların etkileşimini azaltamaz.  

Travmanın Alt Orta Prefrontal Korteks üzerindeki etkisi
Şiddetli duygusal travma, Amigdala tarafından tetiklenen duygusal tepkilerden sorumlu olan beynin Alt Orta Prefrontal Korteks bölgesinde kalıcı değişimlere neden olur. Bu bölge, belirli bir uyarıyla yüzleştiği zaman korku gibi negatif duyguların işleyişini düzenler. PTSB'li hastalarda Alt Orta Prefrontal Korteks'in hacminde ve bu bölgenin işlevselliğinde göze çarpan bir azalma görülmüştür. 

Travmanın Amigdala üzerindeki etkisi
Travmanın Amigdala'daki aktiviteyi arttırdığı gözükmektedir. Beynin bu bölgesi duyguları yönlendirmemize yardım eder ve korku tepkileriyle bağlantılıdır. PTSB'li hastaların travmatik deneyimleriyle bağlantılı uyarıya tepki olarak Amigdala'larında hiperaktivite meydana gelir.   
Hipokampus, Alt Orta Prefrontal Korteks ve Amigdala stresin nöral devresini tamamlarlar. Hipokampus, çevresel uyarıcıya uygun tepkileri verir böylelikle Amigdala stres moduna geçmez. Alt Orta Prefrontal Korteks, Amigdala'nın fonksiyonlarını kontrol altına alarak duygusal tepkileri ayarlar. Amigdala'nın hiperaktivitesi PTSB semptomlarının şiddetiyle  bağlantılıdır. 

Araştırmacılar, PTSB'nin yol açtığı beyin değişimlerinin kişinin diğer psikotik ve ruh hali hastalıklarına yakalanmasını arttıracağına inanıyorlar. PTSB rahatsızlığının beyin kimyasını nasıl değiştirdiğini anlamak; kurbanların durumlarına anlayış göstermek, onların hayatı dolu dolu yaşamalarına ve gerçek potansiyellerini ortaya koymalarına olanak tanıyacak tedavi metodlarını geliştirmektir.

Fakat bilim adamları bu ümitsiz bulguların tam ortasında, PTSB'li hastalar ve onların sevdikleri için ümit besliyorlar. Onlara göre, PTSB'nin fizyopatolojisini derinlemesine araştırmakla hastalık iyileştirilebilir. İnsan beyni yeniden yapılandırılabilir. Aslına bakılırsa, ilaçlar ve davranışsal terapilerin PTSB hastalarının beyinlerindeki hacmi arttırdığı gösterilmiştir. Beyin ince ayarlanmış bir enstrümandır. O hassas bir organdır fakat onun iyileşmek için inanılmaz bir kapasiteye sahip olduğunu bilmek de cesaret vericidir.

http://brainblogger.com/2015/01/24/how-does-post-traumatic-stress-disorder-change-the-brain/'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.
Çeviren: Esin Tezer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder