Bilim ve Din

Bilim ve Din

3 Ekim 2014 Cuma

Yapay tatlandırıcılar glukoz duyarlılığıyla bağlantılı



 



Yeni bir çalışmanın buluşuna göre, Aspartam gibi olan yapay tatlandırıcılar; farelerde ve belki de bazı insanlarda glukoz duyarlılığı (intolerans) oluşumuna neden olabiliyor. Nature dergisinde izah edildiği gibi, araştırmacılar glukoz duyarlılığının bariz artışından sorumlu olduğunu iddia ettikleri tatlandırıcıların bağırsak mikroplarındaki oluşumu ve fonksiyonu değiştirdiğini keşfettiler. Bu nedenle de ekip, daha fazla araştırmaya ve belki de bu gıda katkı maddelerinin yeniden değerlendirilmesine gerek duyuyor. Kalori vermeyen yapay tatlandırıcılar (NAS), şekerden 20,000 kat daha tatlı olabilen sentetik alternatiflerdir. Diyetimize hiçbir kalori vermezler, çünkü onları hazmedemeyiz! Dolayısıyla, yerküre üzerinde zayıflama ve diyabetten korunma çaresi olarak yaygın şekilde kullanılmaktadırlar. Bununla birlikte, bu katkı maddelerinin etrafında dönen pek çok tartışma var. Pek çok kanıt onların sağlıklı bir diyetin bir parçası olduklarında kilo vermek için yardım ettiklerini ileri sürüyor, fakat bazı çalışmalar onların kullanımının şişmanlama ve diyabetle ilişkili olabileceğini keşfetti!

Bu çelişen çalışmalar, Weizmann Enstitüsü'ndeki araştırmacıları NAS hakkında hem farelerin hem de insanların üzerinde bir dizi deney yapmaya teşvik etti. Genç farelerin içme suyuna üç NAS'ı  (yani aspartam, sakarin ve sukralozu) katarak işe başladılar. Kullanılan miktar, FDA tarafından insanların günlük kullanımı için maksimum kabul edilen miktara denkti. NAS tüketen fareler, 11 hafta sonra sadece su veya glukoz ilave edilmiş suyu tüketen farelerle karşılaştırıldıklarında muazzam glukoz duyarlılığı gösterdiler. Bu deneyleri farklı soydan fareler üzerinde tekrarladılar ve aynı şeyi buldular. Bu tatlandırıcılar beden tarafından emilmediği veya hazmedilmediği için, araştırmacılar bağırsak mikroplarının gözlemlenen etkilerden sorumlu olabileceği varsayımında bulundular. Bunu test etmek için, kemirgenleri sakarinle beslerken onların bağırsak bakterisini antibiyotikle kuruttular. Antibiyotiklerin, sakarinle beslenen fareler ve kontrol fareleri arasındaki farklılıkları tamamen ortadan kaldırdığını keşfettiler. Bundan sonra da, NAS tüketen herhangi bir farenin veya steril suyla zenginleştirilmiş glukoz tüketen kontrol farelerinin florasını (mikrobiyotasını) 'fekal (dışkılı) nakil' aracılığıyla bakterisiz alıcılara aktardılar. Daha önce sağlıklı olan farelerin NAS farelerinden gelen şey aktarıldığında glukoz duyarlığı geliştirdiğini keşfettiler; kontrol fareleri ise öyle değildi! Farelerin dışarısında NAS'da üretilen mikropları aktarmanın, steril farelerdeki glukoz duyarlılığını arttırmak için yeterli olduğu keşfedildi.

Ekip; farklı farelerde olan bağırsak mikroplarını belirlemek için sıralama kullanarak sakarinle beslenen farelerin veya sakarinle beslenen farelerden fekal aktarım alan farelerin kontrol fareleriyle karşılaştırıldıklarında farklı bakteriyel popülasyonlara sahip olduğunu keşfetti. Daha da fazlası, daha önce insanlardaki şişmanlıkla (obeziteyle) bağlantılı olan belirli türlerde artış vardı. Araştırmacılar, NAS'ın insanları da aynı şekilde etkileyip etkilemediğini bulmak için 381 kişiden toplanan veriye baktılar. Kişisel bildirilmiş NAS tüketimi ve glukoz duyarlılığı ve de çok fazla NAS tüketen ve onları tüketmeyenler arasındaki bağırsak mikrobiyom profilleri arasında bağlantı buldular. Bunu daha da geliştirmek için, genellikle NAS kullanmayan yedi sağlıklı gönüllüden bir hafta için günlük sakarin alımının maksimum miktarı kadar sakarin tüketmesini istediler. Bunların dördü, glukoz duyarlılığında kayda değer bir azalma gösterdi; üç tanesinde ise hiçbir değişiklik olmadı. İlginç bir biçimde, deney başlamadan önce yanıt vermeyenlerden farklı bağırsak mikrobiyomuna sahiptiler! Daha da fazlası, yanıt vermeyenlerinki birkaç değişiklik gösterse de; onların mikrobiyal oluşumları tatlandırıcıları tükettikten sonra kayda değer bir şekilde değişti. Bu araştırma, yapay tatlandırıcıların metabolik sonuçlara sahip olabileceğini ileri sürse de; bu halde tatlandırıcıların bu etkiyi nasıl ortaya koyduğu belirsizdir. Yeniden değerlendirmeler yapılmadan önce, daha ileri çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.  

Çeviren: Esin Tezer
http://www.iflscience.com/health-and-medicine/artificial-sweeteners-associated-glucose-intolerance


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder