Bilim ve Din

Bilim ve Din

17 Mart 2016 Perşembe

ŞÜKÜRSÜZ BEYİN!!!



Sürekli şikayet eden birini dinlemek hiç bir zaman işe yaramaz, bu kendiniz bile olsa! Bazı insanlar şikayet etmenin duygusal bir boşalma olduğunu söyler; bu, belki bazen kendinizi iyi hissettirebilir. Fakat şikayet etmenin gerçekte beyne neler yaptığına yakından bakmamız, pozitif bir beyin yapısına sahip olmak için uğraşmamıza ve şikayet etmeyi bırakmamıza neden olacaktır!
 
"Birbirini ateşleyen ve telleyen sinapslar "
Beyin; her zaman öğrenen, tazelenen ve kendini yeniden oluşturan, insanoğlunun karakterini oluşturmak için bilinçle birlikte çalışan karmaşık, fiziksel bir organdır. O; hem realitenin  ürünü, hem de oluşturucusudur ve nihayet, bilim beynin realiteyi nasıl oluşturduğunu anlamaya başlamıştır!  

Yazar, bilgisayar uzmanı ve filozof olan Steven Parton; kişinin hem kendinden hem de insanlardan anlattığı  şikayet biçimindeki negatif duyguların beyni ve bedeni nasıl etkilediğini inceledi. Parton, bazı insanların neden negatif ruh halinden çıkamadığını anlamamıza yardımcı olan mükemmel gözlemler keşfetti.

Parton'ın teorisi, negatifliğin ve yakınmanın aslında zihin, beden yapısı ve fonksiyonunu değiştirdiğini ileri sürüyor!    

Parton, "Sinapslar birbirini ateşler ve teller" diyor. Bu da, beynin tekrarlamalı bir şekilde neye maruz kaldıysa kendini  o şekilde yeniden tellediğinin bilimi olan Nöroplastisite'nin özünü anlamanın iyi bir yolu. Bu teorinin işaret ettiği gibi, negatiflik ve şikayetçi olmak kişide gitgide daha fazlalaşıyor!


Parton, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Prensip gayet basittir: Beyninizde "sinaptik yarık" adı verilen, sinapsların bulunduğu boş bir alan vardır. Ne zaman bir düşünceniz olsa, bir sinaps yarık boyunca bir diğer sinapsa bir kimyasal madde ateşler. Bu, düşündüğünüz konuyla alakalı bilgiye enerji taşıyan elektrik sinyalinin geçebildiği bir köprüyü inşa eder. Ne zaman bu elektriksel yük tetiklenecek olsa, sinapslar  elektriksel yükün geçmek zorunda olduğu uzaklığı azaltmak için sıklaşırlar. Beyin kendi devresini fiziksel olarak değiştirerek yeniden tellenir. Bu da, uygun sinapsların kimyasal bağlantıyı paylaşması ve birlikte ateşleme yapmasını daha kolay hale getirir. Özetle, düşüncenin tetiklenmesini daha kolay hale getirir." Daha da fazlası Parton'ın bu aşamadan anladığı, beynin kullandığı elektriksel bağlantıların daha da kısa hale geleceği ve bundan dolayı da beyin kullanımı için onların daha da çok seçileceği fikrini kapsıyor. Bu, insanın kişiliğini nasıl değiştirdiğini gösteriyor.  
Ayna nöronlar çevreden öğrenmemizi sağlar ve empatinin biyo-kimyasal elementidir. Dolayısıyla, eğer bir kişi size gıybet, negatiflik ve duygusallık taşıyorsa bunun sizi biyo-kimyasal olarak etkileyeceğinden emin olabilirsiniz. Bu tür duygusal patlamalar da sizde strese yol açar.


Parton sözlerini şöyle tamamlıyor:

"Eğer hep şikayet edip, realitedeki kendi gücünüzü küçümsüyorsanız, onu değiştirmek için bir güce sahip olmadığınızı düşüneceksiniz! Ve bundan dolayı da o, asla değişmeyecek!"



http://www.sott.net/article/313876-Is-complaining-negatively-altering-your-brain'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder