Bilim ve Din

Bilim ve Din

29 Mart 2019 Cuma

Beyni Onaran Moleküller



Toronto Bağımlılık ve Zihinsel Sağlık Merkezi'nde (CAMH) geliştirilen yeni iyileştirici moleküller, depresyon ve yaşlanmaya bağlı hafıza kaybını yok etmede başarılı olacağa benziyorlar... 

Yeni keşfedilen moleküller, belirtileri (semptomları) hızla yok etmekle kalmıyor;  aynı zamanda da klinik öncesi örneklerdeki hafıza kaybına yol açan temel beyin bozukluklarını onarıyorlar.
Toronto Bağımlılık ve Zihinsel Sağlık Merkezi'ndeki Campbell Aile Zihinsel Sağlık Araştırma Enstitüsü'nde Müdür Yardımcısı ve araştırmanın önde gelen bilim adamlarından olan Dr. Etienne Sibille, "Şu anda depresyon, diğer zihinsel hastalıklar ve yaşlanmadan kaynaklanan hafıza kaybı gibi zihinsel belirtileri tedavi etmek için hiç bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Zihinsel hastalıklar için ilaç geliştirme konusunda başarılı olunamamasına rağmen; bulgularımızı özgün ve umut verici hale getiren şey, hafıza kaybına yol açan bozulan beyin reseptörlerini etkin hale getiren bileşimimizdir" şeklinde konuştu.

Araştırmayla ilgili bir dizi çalışma yapıldı. En yakın zamanda yapılan çalışma, Ocak 2019 sayısı  Moleküler Nöropsikiyatri (Molecular NeuroPsychiatry) dergisinde yayınlanan çalışmadır. Dr. Sibille ve ekibi ilk olarak GABA nörotransmitter sistemindeki beyin hücre reseptörlerinin belirli bozukluklarını tanımladı. Daha sonra da bu bozuklukların depresyon ve yaşlanmadaki ruh halinin bozulmasına ve hafıza kaybının oluşmasına neden olduğunu kanıtladı. 

Keşfedilen yeni küçük moleküller, hedef reseptörü sıkıştıracak ve aktif hale getireceklerdi. Semptomlarda iyileşmeyle sonuçlanan bozulmayı "ONARMA" işleminin tedavisel etkisi için çaba sarf edildi. Moleküller GABA sistemini de aktive eden anti-anksiyete ve yatıştırıcı ilaçlar sınıfından olan 'benzodiapezinler' adlı kimyasal maddelerdi fakat araştırmada yüksek dozda kullanılmaları hedeflenmemişti.

Yeni moleküllerin tek bir dozu strese bağlı hafıza kaybının klinik öncesi modellerinde uygulandı. Uygulandıktan otuz dakika sonra, hafıza performansı normal seviyelere döndü. Deney 15 kereden fazla tekrarlandı. Yaşlanmanın klinik öncesi modellerini kapsayan bir başka deneyde ise, hafıza kayıpları hızla kayboldu ve hafıza performansı yüzde 80 arttı. Hafıza performans seviyeleri gençlik yıllarında veya yetişkinliğin ilk yıllarında görülen seviyelere ulaştı. Bu iyileşme, günlük uygulanan tedaviyle 2 aydan fazla sürdü.

Dr. Sibille; "Yaşlanmış hücrelerin genç beyin hücreleri gibi yeniden büyüdükleri görünüyor. Bu da, yeni moleküllerimizin semptomları iyileştirebildiği gibi beyni de değiştirebildiğini gözler önüne seriyor" dedi. Dr. Sibille, 2 yıl içinde molekülleri kliniksel araştırmada test etmeye başlayacak. Sibille, sözlerine şöyle devam etti: "Yeni keşfettiğimiz moleküllerimizin beynin içine girebildiklerini, güvenli olduklarını, hedef hücreleri aktive ettiklerini ve hafıza kaybının idraksal eksikliğini tersine çevirebildiklerini ispatladık!"

Eğer Dr. Sibille'in araştırması başarılı olursa, hastalar üzerindeki uygulamalar serbest bırakılacak. Yeni keşfedilen moleküllerle birlikte zihinsel rahatsızlıklardaki idraksal eksiklikler azaldığı gibi; Alzheimer hastalığının başlangıcındaki hafıza kaybı da geciktirilmiş olacak. 

Çeviren: Esin Tezer
https://www.sciencedaily.com/releases/2019/02/190214102504.htm'den alıntı yapılarak çevrilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder