Bilim ve Din

Bilim ve Din

6 Mayıs 2019 Pazartesi

Mitokondriyal DNA Sadece Annemizden Gelir

 
Biyologlar uzun bir zaman DNA'nın sadece hücrelerimizin kontrol merkezi olan nükleus'da yer aldığını düşündüler.Daha sonraları 1963 yılında Stockholm Üniversitesi'nden bir karı-koca DNA'nın nükleus'un dışında olduğunu keşfetti. Margit ve Sylvan Nass, elektron mikroskobuna bakarak yapılardaki DNA liflerini, "mitokondriya" denilen hücrelerimizdeki enerji merkezlerini keşfettiler.

Mitokondriyal DNA'mız tüm DNA'mızın küçük bir miktarını oluşturur. O, vücudumuzda 20,000 ila 25,000 proteini kodlayan genin sadece 37'sidir. Anne ve babamızdan gelen Nükleer DNA'dan farklı olarak, Mitokondriyal DNA sadece annemizden gelir.

Babadan gelen Mitokondriyal DNA'nın hücrelerden neden ve nasıl silindiğini kimse tam olarak anlayamamıştır. Bir grup uluslararası bilim adamı sorularına yanıt bulmak için C.elegans adı verilen yuvarlak solucanın spermindeki Mitokondriya üzerinde çalıştı.

Onların bulduğu sonuçlar bu haftanın Science dergisinde yayınlandı. Bu tür yuvarlak solucandaki babadan gelen Mitokondriya, sperm yumurtayla birleştiği zaman kendi kendini içeriden imha eden bir mekanizmaya sahipti. Bilim adamları bu mekanizmayı geciktirmenin embriyonun daha az hayatta kalmasına neden olduğunu keşfettiler. Bu bilgi ayrıca bilim adamlarının bazı hastalıkları daha iyi anlamalarına ve tüpte dölleme tekniklerini geliştirmelerine yardımcı oldu.

Avustralya'daki Hudson Tıp Araştırma Enstitüsü'nde profesör olan, bu araştırmada görevli olmayan Justin St.John; "Bu çalışma uzun zamandır bizlerin kafasını karıştıran anahtar gelişim sürecini aydınlığa kavuşturmak üzere" dedi.

Mitokondriyal DNA'nın anneden evlada olan aktarımı çoğu kez "anneden gelen kalıtımsal miras" olarak adlandırılır. Bu aktarım insanlarda ve bir çok çokhücreli organizmalarda meydana gelir. 

Mitokondriyal DNA'nız size annenizden miras kalmıştır, ona da annesinden miras kalmıştır ve bu böylece sürer gider.......

Anneden gelen kalıtımsal miras, tüm insanların Mitokondriyal DNA'sını miras aldığı "Mitokondriyal Havva" adında bir kadının var olduğu fikrine yol açmıştır.

Colorado Boulder Üniversitesi'nde profesör olan Ding Xue ve araştırmanın yazarlarından bir tanesi, bu araştırmadan önce anneden gelen kalıtımsal mirasın annenin yumurta hücrelerindeki süreçlerde uyarlandığını düşünüyordu.

Dr. Xue ve onun çalışma arkadaşları, yuvarlak solucanlardaki babadan gelen mitokondriyanın aslında herhangi bir otofagozom (Hücrenin herhangi bir organelini sindirerek tekrar kullanmak üzere primer lizozomlarla birleşmesi sonucu oluşan yapı) ona ulaşmadan bozulduğunu keşfettiler. Hong Kong'daki Çin Üniversitesi'nde profesör olan ve bu araştırmanın bir diğer yazarı olan Byung-Ho Kang,“Bu, sanki bir intihar mekanizması" şeklinde konuştu.

Araştırmacılar "cps-6" verilen, babadan gelen mitokondriyayı imha eden işlemi başlatan bir geni belirlediler. cps-6'yı silince, babadan gelen mitokondriyanın embriyoda daha fazla kaldığını keşfettiler. Bu, embriyona ait ölüm oranının artmasına da neden oldu.

Paris'teki Pierre & Marie Curie Üniversitesi'nde araştırmacı olan, bu araştırmayla alakalı olmayan Vincent Galy, “Bu araştırma, sperm mitokondriyal DNA'yı korumanın iyi olmadığını ileri süren ilk deneysel veridir" dedi.

Dr. Xue, anneden gelen kalıtımın organizmalarda sürekli ortaya çıkmasının hâlâ büyük bir sır taşıdığını söyledi. Bununla ilgili ortaya atılan teorilerden bir tanesi de spermin bir yumurtayı döllemek için yarışırken çok fazla enerji harcıyor olması. Bu süre zarfında sperm mitokondriyası fazla çalışmış oluyor, bu da onların DNA'larının zarar görmesine ve mutasyona uğramasına yol açıyor. 

Dr. Xue,bu teorinin ve tüm diğerlerinin hâlâ spekülatif olduğunu söyledi. “Bu, çok uzun zamandır süregelen biyolojik bir soru. Bir çok canlı türünün neden aynı türden Mitokondriyal kalıtıma adapte olduğunu açıklayan temel, önemli bir neden olmalı."

Çeviren: Esin Tezer
http://www.nytimes.com/2016/06/24/science/mitochondrial-dna-mothers.html?_r=0'dan alıntı yapılarak çevrilmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder