Bilim ve Din

Bilim ve Din

16 Mart 2015 Pazartesi

GENETİK DEĞİŞİMLER, AİLESEL ALZHEIMER HASTALIĞINI NASIL YÖNLENDİRİYOR?





Presenilin-1 adlı gendeki mutasyonlar; Alzheimer hastalığının kalıtsal, erken-başlangıçlı türlerinin en yaygın nedenidir. Neuron'da yayımlanan yeni bir çalışmada bilim adamları,  fare presenilin-1 genini bu genetik değişimlerin hastalığa nasıl yol açtığını keşfetmede insan geninin Alzheimer'a yol açan türleriyle değiştirdiler. Bu hayret verici sonuçlar; Alzheimer hastalığının ender türüne yakalanmış kişilerin yaklaşık yüzde 1'ini ve kalıtsal veya ailesel Alzheimer hastalığını tedavi etmek için olan ilaçların tasarlanmasını değiştirebilir. Çalışma, Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün bir parçası olan Ulusal Nörolojik Hastalıklar ve Felç (NINDS) tarafından kısmen finanse edildi.

Onlarca yıldır, Presenilin mutasyonlarının Alzheimer hastalığına nasıl yol açtığı belirsizdi. Presenilin; amiloit öncü proteinini Abeta40 ve Abeta42 adlı iki protein parçasına kesen önemli gama sekretaz enziminin bir bileşenidir. Abeta42; Alzheimer özelliği olan beyindeki anormal protein birikintilerinde, plakalarında keşfedilmiştir. Pek çok çalışma, Presenilin-1 mutasyonlarının gama sekretaz aktivitesini arttırdığını ileri sürdü. Araştırmacılar, gama sekretaz'ı engelleyici ilaçlar geliştirdiler fakat şimdiye kadarki klinik denemelerde hastalığı durdurmada başarısız oldular.

Boston, Harvard Tıp Okulu'nda nöroloji profesörü olan  Raymond Kelleher ve Jie Shen tarafından yürütülen bir çalışma; presenilin-1 mutasyonlarındaki ve kalıtsal Alzheimer hastalığındaki işbirliğinin sürpriz sonunu veriyor.  Doktorlar Kelleher ve Shen, presenilin geninin değiştirilmiş biçimlerini farelerde kullanarak,  mutasyonların  gama sekretaz'ın aktivitesini arttırmaktan ziyade azaltarak hastalığa neden olduğunu keşfettiler.Presenilin mutasyonlarının bir tanesi, farenin beynindeki hafıza devrelerinin bozulmasına ve yaşa bağlı nöron ölümüne de yol açtı.

NINDS'deki programın yöneticisi Roderick Corriveau, “Doktorlar Shen ve Kelleher'in bulguları; temel moleküler mekanizmalardan klinik müdahaleye kadar olan araştırmanın tüm seviyelerinde heyecan verici ve yaratıcı yeni olasılıkları başlatması gerekenlerdir, onlar geleneksel görüşün muazzam bir ayrılışıdır" dedi.

Dr. Kelleher, “Bu; mutasyonların gama sekretaz fonksiyonunu devre dışı bırakan ama buna rağmen Alzheimer hastalığını andıran özellikler dizisini, bilhassa hem sinaptik ve idraksal eksiklikleri hem de nörodejenerasyonu tetikleyen çok çarpıcı bir örnektir" dedi.

 Bu imaj; soldaki denek fareden olan korteks bölümleriyle sağdaki presenilin-1 mutasyonlu fareyle karşılaştırıyor. Kesikli çizgi, beynin yüzeyine işaret ediyor. Presenilin-1 mutasyonları gama sekretaz aktivitesini azaltıyor ve yukarıda gösterildiği gibi korteksin büzüşmesi de dahil nörodejenerasyon özelliklerine neden oluyor. Resim, Harvard Tıp Okulu'ndan   Raymond Kelleher ve Jie Shen'e aittir.

Plakalar Alzheimer'ın ana biyolojik işareti olsalar da, nörodejeneratif değişimler de hastalığın önemli özelliğidir. Bu değişiklikler; beyin hücrelerinin kaybı, kalan nöronlar içerisindeki "tau" adı verilen protein birikintileri, hafızada problemler gibi idraksal eksiklikler, beynin elektriksel aktivitesinde ve iltihabında (inflamasyonunda) olan değişimlerdir. Hastalığın sıklıkla kullanılan fare modelleri yoğun plaka birikimi sergiliyor fakat  nörodejenerasyon semptomlarını göstermiyor. Dr.Kelleher'a göre, fareler üzerinde geliştirilen tedavilerin hastalar üzerinde başarılı olmamasının bir nedeni de bu olabilir.

Dr. Kelleher, “Bu çalışma, ailesel Alzheimer mutasyonunun nörodejenerasyona yol açmaya yeterli olduğunu gösteren ilk fare modeliydi. Yeni modelin, hastalıkta meydana gelen yıkıcı nörodejeneratif  değişimlere odaklanan terapilerin gelişimine yardımcı olacak fırsatı sağlayacağını umuyoruz" dedi.

Dr. Shen’in daha önceki çalışması; presenilinlerin, gama sekretaz'ın  öğrenmede, hafızada, beyin hücreleri, nöronal varlığı sürdürme arasındaki iletişimde önemli bir rol oynadığını gösterdi ve Alzheimer hastalığı terapisi için olan gama sekretaz önleyicilerin kullanımına karşı uyardı. Daha sonra, büyük bir evre III denemesi durdurulmuştu çünkü gama sekretaz önleyicilerle olan tedavi, hastaların idraksal kabiliyetini kötüleştirdi.

Durumların çoğu kalıtımsal olmasa da, ailesel Alzheimer hastalığı  çoğunlukla 60 yaşından önce semptomları beliren erken- başlangıçlı hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Doktorlar Shen ve Kelleher, bu çalışmada ortaya çıkarılan mekanizmaların Birleşik Devletler'de 5 milyondan fazla insanı etkileyen hastalığın yaygın türlerine kavrayış sağlayacağını umuyorlar.

Bu tezdeki sonuçlar, ilaç gelişimi için yeni bir yaklaşımı ileri sürüyor. Dr. Shen, “Gama sekretaz'ı  eski haline getirmenin Alzheimer hastaları için daha iyi, daha etkili iyileştirici bir strateji olacağına inanıyoruz" dedi.

http://neurosciencenews.com/presenilin-1-alzheimers-neurology-1849/'dan çevrilmiştir.

Çeviren: Esin Tezer


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder